Yazarlar için en önemli yazma sebebi kalıcı bir eser bırakmaktır. Farklı yaklaşımlar ve farklı anlatımlar kullanılarak yazılar eserler arasında tabi ki Dünya klasikleri var. Bunun dışında redit sitesinin en eğlenceli ve akılda kalan kitaplar listesine giren 20 eser şöyle:
George Orwell'in yazdığı milenyum yıllarının dünyasında yaşadıklarımızı en iyi anlatan romandır da diyebiliriz. İnsanların nasıl da her şeyden korkan bir hale getirildiklerini çok iyi anlatır. Okurken her satırı içinize işleyeceğinden etkisinden kurtulmanız da kolay olmaz.
Kurt Vonnegut tarafından yazılmış bir bilim kurgu türünde kitaptır. Piyasaya sürüldüğü 1963 yılında en iyi üç kitap arasına girmiştir ve yılın en iyi kitabı seçilmiştir. Kitapta kahraman, Hiroşima'ya atılan ilk atom bombası ile ilgili bir kitap yazmak istemekte ve bunun için araştırma yapmaktadır. Bombanın geliştiricilerinden birini araştırmakta; ancak adam ölmüş olduğundan ancak çocukları ile yazışarak bilgi edinebilmektedir.
Halen yazılmakta olan (en son 12. yazıldı galiba) Orson Scott Card'ın bilim kurgu serisinin ilk kitabı. "On bir yaşındaki bir çocuk, 'Kimse kendi hayatını kontrol edemez; elinden gelenin en iyisi sana iyi insanlar, sevdiğin insanlar tarafından verilen rolleri yerine getirmeyi sevmek,' diyebiliyorsa, onun Dünyayı kurtarması şaşırtıcı olmasa gerek."
Romanın kurgusu Londra'da 26. yüzyılda geçmektedir Romanda üreme teknolojisi, öjenik ve hipnopedi (uykuda öğretim) sayesinde toplum değiştirilmiştir. Aslında tanımlanan dünya bir ütopya olarak da gözükebilir, fakat ironik bir ütopya; zira insanlık sağlıklı, teknolojik açıdan gelişmiş, savaşlar ve yoksulluk yok edilmiştir; tüm ırkların eşit olduğu ve herkesin mutlak olarak mutlu olduğu bir dünya vardır. İronik biçimde, tüm bu gelişmeler birey için çok önemli olan birçok değerin yok edilmesi, kaldırılması ile başarılmıştır; aile, kültürel çeşitlilik, sanat, edebiyat, din ve felsefe artık yoktur.
Algernon'a Çiçekler (Kobay) - Daniel Keys
Çok düşük bir IQ ile doğan Charlie, bilim adamları için kusursuz bir denektir. Zeka testi, Algernon adlı bir kobay faresi üstünde denenmiş ve büyük bir başarı elde edilmiştir. Ancak sonradan farede bir zeka gerilemesi olmuştur.
Zaman, kitapta net olarak belirtilmezken, gelecek zamanda bir toplukta geçtiği anlaşılabilmektedir. Kitabın çoğu Jonas'ın eskiden yaşamakta olduğu toplulukta geçer. Bu topluluk herkesin işinin belli olduğu gelişmiş bir köye benzetilebilir. Bu toplulukta eğitim çok gelişmiştir ve herkes kendi özellikleri ve yetenekleri doğrultusunda iş sahibi olurlar.
Kült filmler listelerini hep en başlarında olan Guguk Kuşu filminin orijinal öyküsüdür. Günümüz insanının toplumla çelişkilerini ortaya koyan bir roman. Kimin dediği olacak? Toplumun mu, gönlüne göre yaşayanın mı? Bir akıl hastanesindeki özgür ruhlarla disiplin sağlamaya çalışan yönetim arasındaki mücadeleyi olağanüstü bir ustalıkla anlatan Ken Kesey, bu ilk yapıtıyla Amerikan "karşıt-kültürünün" efsanelerinden biri oldu.
Bir editörün tavsiyesi üzerine, kitapta E=mc² dışında hiç bir formüle yer verilmemiştir. Hawking, kavramların daha kolay anlaşılabilmesi için metinleri resim, grafik gibi görsellerle zenginleştirerek, konuları basitleştirmeye çalışmıştır. Herkesin anlayabileceği bir dille yazılmıştır. Bu kitap okuyucunun bilime ilgisini arttırır ve asla karmaşık bir anlatımı yoktur.
Çoğumuzun aslında filmini izlediği Fight Club aslında Palahniuk'un bu romanından uyarlanmıştır. Yeraltı edebiyatının yetkin örneklerinden olan kitap, tüketim kültürüne, hırs ve üstünlük duygusuna, güzellik idealine ve iş dünyasına zehir zemberek bir eleştiri yöneltiyor. Palahniuk, karanlık bir mizahla desteklediği güçlü ve çarpıcı üslubuyla, yaşadığımız dünyanın çirkin suretine ayna tutuyor.
Atwood'un bu kitabı, çoğu eleştirmen ve okuyucu tarafından distopya türünün önde gelen eserlerinden sayılmıştır. Feminizmin de başta gelen eserlerinden olan Damızlık Kızın Öyküsü romanında kadın haklarının bugünkü halinin tersine döndüğünde çıkacak sonucu incelemiştir.
Scout'a eşlik eden Jem, her ikisinin en yakın arkadaşı Dill ve bir avukat olan babaları Atticus Finch'in başlarından geçeni konu alan roman, ABD'de asılsız bir iddiayla yargılanan bir zenciyi savunmakla görevlendirilen, bu yüzden kasabanın geri kalanıyla ters düşen Atticus Finch'in etrafında şekillenir. Toplum tarafından dışlanmanın öyküsüdür kısacası.
Romanla ve edebiyatla uğraşan çoğu kişi tarafından mutlaka ilk 10'da gösterilen bu kitabı tanımlayan tek kelime: Şaheser. Nobel ödüllü Marquez'in dili, büyülü gerçekçiliği, fantastik atmosferi sizi çok şaşırtacak. Ayrıca kitap tam 16 yıllık emeğin ürünüdür. "Bu kitabı okumayan kendine roman okudum demesin!" cümlesini duymak istemiyorsanız...
Dünya üzerinde bu kadar sürükleyici bir roman yazılmış mıdır, bilemiyorum. Arkadaşları Pangloss ve Martin'le birlikte Almanya'dan Hollanda'ya, İtalya'ya ve sonunda Türkiye'ye kadar giden Candide, bu gezileri sırasında bin bir felaketle karşılaşır. Almanya'da asker olur. Hollanda'da çok büyük aşağılamalara uğrar, öğretmeni Pangloss'u amansız bir hastalığa yakalanmış olarak bulur; Portekiz'de bir engizisyon mahkemesinde acımasız bir cezaya çarptırılır; adam öldürür, Amerika'da yamyam yerliler tarafından yenilmek üzere iken son anda kurtulur; Fransa'da tuzağa düşer ve paralarını çaldırır; İtalya'da taçlarını, tahtlarını yitirmiş altı kralın serüvenlerini dinler ve sonunda Türkiye'de, yaşamanın ne demek olduğunu öğrenir. Başından geçen onca olaya rağmen filozof Pangloss'un dediklerine uyarak her şeyin "iyi" olduğuna inanır ve bu düşüncesinden ancak Türkiye'de vazgeçer:)
Tartışmasız dünyanın en üst-metni. Bunu ben değil, dünyanın en önemli kitap eleştirmenleri ve yazarlar diyor. Hatta Hemingway'in intihar etmesinin nedeni "hiçbir zaman böyle bir kitap yazamayacağım" düşüncesi olduğunu söylerler (Tamamen edebi bir dedikodu olabilir!). Kısaca "insan"ı anlatıyor diyebiliriz. Ama her türden, gerçek, canlı kanlı insan...
Kafka Tamura on beş yaşına girdiği gün evden kaçar. Uzun zamandır planladığı bu kaçışın nedeni babasının yıllar önce dile getirdiği uğursuz kehanettir. Ama babasının bir düzenek gibi içine yerleştirdiği kehanet gölge gibi peşindedir. Kafka ilk kez aşkı ve tutkuyu yaşarken gizemli bir cinayetle kehanetin ve kaderinin düğümleri çözülmeye başlar.
Stephan King'siz liste olmaz tabii ki. Dünyanın tartışmasız en iyi bilim kurgu romancısı Stephan King'in bu en ünlü romanının konusu şöyle: Biyolojik denemeler yapılan bir kuruluştan kaçan biri, kısa süre sonra domino etkisiyle insanların yüzde doksan dokuzunu yok edecek mutasyona uğramış ölümcül bir grip mikrobunu yaymaya başlar. Hayatta kalmayı başaran korku ve şaşkınlık içindeki bir avuç insan kendilerini kurtaracak bir lider arayışı içine girer. Ve iki aday ortaya çıkar... Colorado'da bir halkevi kurmakta ısrar eden 108 yaşındaki hayırsever rahibe Abagail ve kötülükten başka bir şey düşünmeyen, kargaşadan mutlu olan şiddet yanlısı "kötü adam" Randall Flagg..
İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan ordusunda bombardıman pilotu olarak görev yapan Yossarian'ın öyküsü, çivisi çıkmış bir dünyanın küçücük bir modeli aslında. Okurken bugün dünyada yaşananlarla kitaptaki öykü arasındaki bağlantıyı kurup aslında ne kadar absürd, çılgın, ürkütücü ve kin dolu bir dünyada yaşadığınızı fark edeceksiniz.
Esrarengiz bir cinayet ve bu cinayeti aydınlatmaya çalışan, dünyanın en dikkatli dedektifi: Christopher John Francis Boone. 15 yaşındaki dedektifimiz, yaşadığı sokaktan öteye tek başına hiç gitmemiş ama astronot olmak istiyor, dünya üzerindeki bütün ülkeleri ve onların başkentlerini sayabiliyor bir de 7.507'ye kadar bütün asal sayıları... Sıradan bir insanın süper kahraman olmasının hikayesidir kısaca.
Savaşın dehşetini, beraberinde getirdiği yıkımı, insanoğlunu birbirine nasıl yabancılaştırdığını birinci ağızdan, çarpıcı bir şekilde dile getiren Remarque, savaşla ilgili bildiğimizi sandığımız gerçekleri sorgulamamızı sağlarken, edebiyatın ne kadar güçlü ve ölümsüz bir kaynak olabileceğini de bir kez daha kanıtlar.
Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur. Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz.