Insanlardan nefret ettigin anlamina gelmez bu, ne diye onlardan nefret edesin ki? Ne diye kendinden nefret edesin ki? Keske insan türüne ait olmak, o dayanilmaz ve sagir edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi; keske hayvanlar aleminden çikip asilan o birkaç gülünç adimin bedeli, sözcüklerin, büyük tasarilarin, büyük atilimlarin o dinmek bilmeyen hazimsizligi olmasaydi! Karsi karsiya getirilebilen basparmaklara, iki ayak üstünde durusa, omuzlar üzerinde basin yarim dönüsüne fazla agir bir bedel bu. Yasam denen bu kazan, bu firin, bu izgara, bu milyarlarca uyari, kiskirtma, tembih, coskunluk, bu bitmek bilmeyen baski ortami, bu sonsuz üretme, ezme, yutma, engelleri asma, durmadan ve yeniden bastan yaratma makinesi, senin degersiz varolusunun her gününü, her saatini yönetmek isteyen bu yumusak dehset.