Türkiye'nin savunma gücünü oluşturan, politik tarihimizdeki rolü inkâr edilemeyecek olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, bir gazetede çıkan haberler dizisiyle başlayan ve günümüze kadar süregelen hukuk dışı uygulamalarla, sahte belgeler ve gizli tanıklarla yürütülen davalarla yargılanması hafızalardadır.
Ordu üst düzey komuta kademesinin “terörist” ilan edilmesi ise kumpas davaları olarak adlandırılan bu süreçte Türk ordusuna atılan iftiraların en can yakıcı söylemi olarak kabul edildi. Yapılan araştırmalara göre halkın gözünde en güvenilir kurumların başında gelen TSK, kumpas davaları öncesinde, sırasında ve sonrasında yıpratılmaya çalışıldı. “Şanlı Türk Ordusu” artık “Zanlı Türk Ordusu” haline getirilmişti. Kısa bir süre kafaları karıştırsa da yargılamalar beraatle sonuçlandı ve bu yargılamaların hak ihlaline neden olduğu kararına varıldı.
Erdoğan Öznal, kumpas davalarını başlangıcından günümüze kadar mercek altına alarak incelediği çalışmasıyla TSK'ya karşı kurgulandığı kesinlik kazanan bu davalarda yaşananların unutulmaması, tekrarlanmaması için yapılması gerekenleri değerlendiriyor. 15 Temmuz'un ön hazırlığı niteliğindeki büyük kumpası gözler önüne seriyor.
Erdoğan Öznal, TSK'ya kurulan bu büyük kumpasta yer alan aktörleri, ilişkileri, gizli tanıkları, sahte belgeleri ve hukuk ihlallerini kronolojik sıralamayla gözler önüne sererek bir hasar tespitinde bulunuyor. “Şanlı Ordu”nun “Zanlı Ordu” haline getirilme sürecinde yaşanan bütün haksızlıklara karşı neler yapılması gerektiği konusunda yol gösteriyor.