Catacombes’da aklınızdan garip şeyler geçmeye
başlıyor. Kime şiirler yazdığınızı düşünüyorsunuz,
neden ille de o kadınla sevişmek istediğinizi de
soruyorsunuz kendinize. Para kazanmak için nasıl
da boş bir çabanın içinde olduğunuzu anlıyorsunuz.
Her şeyin sonuçta bu çukurdaki kemikler ve
kurukafalar kalabalığına varacağını anlayıp
şaşkına dönüyorsunuz.
Paris’te yaşamak da, âşık olmak da, ölmek de bir
ayrıcalıktır.
Adaletin olmadığı bir dünyada yaşamakta
olduğunuzu, Adalet saraylarının görkemi ile
örtülmeye çalışıldığını ilk defa burada
düşüneceksiniz.
Cüneyt Ayral, Benim Parisim’den sonra, Paris
Bambaşka kitabıyla yine Oğlak Yayınları’nda