Halide Edip, İstiklal Harbi hatıralarını anlattığı eserine “Türk’ün Ateşle İmtihanı” adını vermiştir. Fakat Cihan Harbi’nden harap ve bitap çıkan, buna rağmen İstiklal Harbi’ne girişen Türk milleti için bu mücadele Türk’ün ateşle imtihanı değil, cehennemle imtihanı sayılmalıdır. Bir harbin iki temel unsuru vardır, her şey bu ikisinden sonra gelir: kumandan ve asker. İstiklal Harbi kumandanlarının hepsi Cihan Harbi’nde rüştünü ispat etmiş, kahramanlıklarıyla ün salmış büyük savaşçılardı. Başkumandan Mustafa Kemal Paşa ise Osmanlı'nın son döneminde bütün cephelerde çarpışmış, çeşitli zaferler kazanmış, birçok kez gazi olmuş, göğsünü madalyalarla doldurmuş, dostlar ve düşmanlar tarafından askerî dehası kabul edilmiş bir komutandı. En üst rütbelisinden en düşük rütbelisine kadar bütün subaylar, Cihan Harbi cehenneminde pişmiş, harbin bütün inceliklerini öğrenmişlerdi. Türk milleti ise yüzyıllardır askerdi. İstiklal Harbi işte bu iki büyük gücün, akıllı ve zeki Türk kumandanları ile Türk milletinin ortak iradesiyle zafere ulaştı. Kitapta bu binlerce kahraman içinden dört öğrencinin, Sami, Bekir, Halil ve Hilmi'nin, Cihan Harbi’nden sağ salim çıktıktan sonra, İstiklal Harbi cehenneminde yaşadıkları, sevinçleri, üzüntüleri, kederleri, mutlulukları, galibiyet ve mağlubiyetleri, ümitleri ve hayal kırıklıkları ve hepsinden önemlisi Türk milletinin uğradığı zulme karşı mukavemetleri anlatılmıştır.