“Gezdim Halep ile Sam’i eyledim ilm-i taleb
Meger ilim bir hiç imis, illa edep illa edep”
Insani diger canlilardan ayiran özelliklerin basinda düsünme, düsüncesini söz, yazi, isaret ve sanatla ifade edebilme kabiliyeti gelmektedir.
“Latife latif gerek.” diye güzel bir söz vardir. “Leb demeden leblebiyi anlamak” gibi. Ya da “Kissadan hisse almak” gibi bir sey.
Günümüz insanlari, birbirlerine latife ederken edep dairesinde asiriliga ve yanlis anlasilmaya meydan vermeyecek sekilde davranmalidir. Eskiler böyle yaparmis. Konusurken, yazarken veya hitap ederken, düsüncelerini karsiya daha iyi ifade edebilmek, muhatabinin daha iyi anlamasini saglamak için geçmis bir olayi, fikrayi anlatir ve anlatacagi konuyla iliskilendirir. Böylece muhatap, hem sikilmaz hem de anlatilmak istenen konu, verilmek istenen mesaj fikra ve latifeyle iliskilendirilerek daha iyi anlasilir.
Eser; bu amaçla hazirlanmistir ve yillarin birikimi sayilabilecek uzun bir çalismanin ürünüdür. Kissadan hisse almak ve yorum yapmak okuyucuya birakilmistir.
Hisse almak dilegiyle…