“Pandora’nın kutusu açılmış ve içindeki her şey etrafa saçılmıştı. Şimdi bunları toplayıp tekrar kutunun içine koymaya çalışıyordu. Ama birini bulsa birini kaybediyordu.”
Hafızasını kaybetmiş bir adam...
Kocasını arayan bir kadın...
Gençliğin ışıltısıyla parlayan, cıvıl cıvıl bir genç kız...
Laden, başına geleceklerden habersiz, bir kaza sayesinde tanıştığı, geçmişine dair hiçbir şey hatırlamayan bu adamla her şeye rağmen bir gelecek kurma hevesindeydi.
Hale, kocasının nerede olduğunu bulmaya çalışırken elinden kayıp giden yaşamın ağırlığını taşımaktaydı.
Adam ise yapacağı seçimle hem kendisinin hem de iki kadının hayatını tamamıyla değiştirecekti.
Ayşen Peren, bu ilk kitabında, nadir görülen psikolojik bir rahatsızlığın etkilediği yaşamları mercek altına alıyor. Hatırlanamayan bir geçmişin yarattığı boşluk duygusunu ve kimliksizliğin neden olduğu etkileri karakterler üzerinden çarpıcı bir biçimde işliyor.