Yusuf’u çenesinin altından tuttu, başını yukarıya doğru kaldırdı; fakat Yusuf silkindi ve başını çekti, yavaş yavaş odanın bir köşesine çekildi. Tahkikat bitip hiçbir iz bulunmadan kasabaya dönülürken, Yusuf da beraberdi. Köyden tedarik edilen küçük bir atın üzerinde dimdik duruyordu. Yalnız gece, Kaymakam’ın evinde yatağa yatırıldığı zaman, kendini kaybetti ve iki gün ateşler içinde sayıkladı.
Sabahattin Ali bu romanında ailesi katledildiği için köyden göçmek zorunda kalan bir çocuğun gözünden kentsel yaşamı irdelemektedir. Aşkın ateşinin insanı nasıl dönüştürdüğü olağanüstü bir üslupla Kuyucaklı Yusuf’ta çıkıyor karşımıza.