Her toplum iyiliği de kötülüğü de tanımlamıştır. Teorik bilgiler arasında bu vardır. Yalnız pratiğe uyarlamada kötülüğe kayma ve yatkınlık her zaman önde olmuştur. İnsanlar, aslında açık açık bildikleri iyilikleri niye yapamamış yine içten içe bildikleri kötülükleri yapmaktan kendilerini niçin alıkoyamamışlardır. İşte insanın bu alana daha ilmi olarak müdahale etmesi gerekirken bunu çok da önemsemediği, bilinmez bir şekilde yaratılış gayesine uymayan bir gidişe yöneldiği müşahede edilmektedir. Bir taraftan kötülüğe yönelirken bir taraftan da suçlu aramış kötülüğü yapar görünmek istememiştir. Suçlu nefistir diyen insanoğlu şeytanı da ona yardımcı bir öge görerek sorumluluğunu öteleme yoluna gitmiştir. Suçu başka öge veya sebeplerin üzerine atarak kötülükleri engelleyebileceğini ve iyi insan olabileceğini sandı. Bütün bunlar sorunun özüne inememek, onun önündeki alanda oyalanmak demektir.