Kur’ân-ı Kerîm, nâzil olduğu ilk anlardan itibaren, kendisine tâbi olanlarca en doğru biçimiyle anlaşılmak istenmiştir. Özellikle Hz. Peygamber’in âhirete irtihalinden sonra, yavaş yavaş Kur’ân âyetlerinin nasıl anlaşılacağı üzerine farklı görüş ve yorumlar ortaya çıkmıştır. Bu da İslâm dininin müntesipleri arasında, dini birbirinden farklı yorumlama sonucunu doğurmuş ve ortaya zengin bir “anlamlandırma” kültürünü çıkarmış ve Kur’ân’ı yorumlamak anlamındaki “Tefsir”, kısa bir zaman içinde müstakil bir ilim sahası hâline gelmiştir.
Editörlüğünü Andrew Rippin’in yaptığı bu eserde yer alan makaleler, bu ilim sahasında en başından günümüze değin devam eden süreçte farklı yorumlamalar ve ekoller üzerine yazılmış ilmî makalelerden oluşmaktadır. Bu eserlerin sahiplerinin bir kısmının, oryantalist kültürün etkisi altında olmaları kimi tartışmaları beraberinde getirse de, son derece ufuk açıcı tespit ve değerlendirmeler yaptıkları da inkâr edilemez.