Bir akşam bulutlar dağıldı gökyüzünde, güneş göründü aniden. Tam kaybolmaya yüz tutmuşken tam karanlığa salacakken kendini, geriye dönüp gülümsedi, el salladı günler sonra. Isınma vakti bu an mıdır? Yaşadığım şehrin önünde kışa dair aylar var. Göz yangınları, söz rüyasında gününü tamamlarken, yıldızlar ışık faslında nağmelere vurgun, ay paramparça. Sen ki yosun tutmuş boğaz manzaralı, gökkuşağım yedi rengin hardalı, bulut renklim, şimşek akışlım, şafak bakışlım yanımdasın biliyorum. Bozkır akıntısı ve uzantısında, yokluk ve bolluk adına ne varsa heybemden hiç eksik olmadı. Yağmur yıkanışında ne kadar ıslanmışsa ayazca o kadar üşüdü. Kuruyan elleri çatladı, güneşin yakaladığı ne varsa ısıtıverdi