Romanlarinda toplumun dayatmalarini tanimayan ve sirri çözülemeyen Amerikali kadin figürünü yakindan inceleyen HenryJames, bu konuyu ilk defa 1878 tarihli Daisy Miller’da essiz bir incelikle resmetmistir.Ailesiyle birlikte Avrupa’da seyahat eden Daisy Miller, etrafindakileri hayrete düsürmektedir. Frederick Winterbourne onu çözmekte herkesten çok zorlanir: Bu genç kiz görgüden habersiz midir, yoksa bilerek mi bu kurallari altüst etmektedir? Cenevre Gölü’nden Roma’nin sokaklarina uzanan hikâye, bir gece yarisi Kolezyum’da doruga ulasir: Italyan bir gençle yakinlik kuran Daisy, kendisini ödemekten kaçtigi bedellerce kistirilmis bulacaktir. James’in edebiyat çevrelerinde adini duyurmasini saglayan bu kisa romani, genç kizlara kötü örnek oldugu gerekçesiyle çok da elestirilmistir.“Öyle ince bir zekâya sahipti ki, onu hiçbir fikrin bozmasi mümkün degildi. James romanlarini yazarken, kendi görüsünü kaleme alan degme Fransiz elestirmene benzer; bir baska parazit fikrin esamisi bile okunmaz.”T.S. ELIOT