Kentlesme, imar ve planlama sorunlarimiz, 1980 sonrasinda da azalmadi, artti. Boyutlari giderek büyüdü. Son yirmi yil, kentlesmede salt niceliksel degil, olumsuz niteliksel degisikliklere de yol açti. Yeni liberal anlayislari toplum yasamina kararlilikla egemen kilan küresellesmenin bu gelismedeki sorumluluk payi küçümsenemez. Adam Smith’in, her seyi oluruna birakan düsünce biçiminin yeniden, ama bu kez daha sistemli olarak insanliga dayatilmakta oldugu açikça görülüyor. Yasamanin, yürütmenin ve yarginin, imar ve çevre konusundaki duyarliliklari, toplumsal güçler dengesine bagli olarak farkliliklar gösteriyor. Bir baska anlatimla, son yillarda ülkemizde, bireylerin yarariyla toplumun genel yarari arasinda denge saglama görevinin daha çok yargi erkine düstügüne tanik olduk. Yasama ve yürütme karsisinda yarginin, kent ve çevre alanlarinda hukukun üstünlügü ilkesinin güvencesi durumuna geldigini söylemek abartili olmayacaktir.
Yurttaslarin, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarinin ve benzerlerinin, kent ve çevre bilincindeki gelismeye kosut olarak yaptiklari katkilarla, kent ve çevre degerlerimizi korumak da kolaylasmaktadir. Imar Hukukuna Giris’te, edilgen degil, fakat etkin yurttas olmanin yargi kararlarina nasil yansidiginin örneklerini bulacaksiniz. Yargi erkinin saglikli bir kentlesmeye katkilarini göreceksiniz.
(Arka Kapak)