Tüfeği düşündü sonra, "Av tüfeği olmaz," dedi. "Göçerler o yıllarda olsa olsa mavzer taşır," diye düşündü. Elinden av tüfeğini aldı, yerine dipçiği ceviz ağacından, namlusu süt beyazı bir mavzer verdi. O adamı tıpkı Kirli Sakallı Rehber gibi av peşine düşürdü. Av olarak bir maral düşledi. Belki yanında bir yavru olmalıydı, annesini emen bir yavru… Ulu meşe ağacı geldi aklına, Mustafa ve annesi Turna geldi sonra. Kutsal ağacın yeşili, Turna'nın süt damlayan memesi; yine gözünün önüne geldi, Mustafa'nın o ilk emmesi…