"Zekat" kelimesi, tezkiye ile aynı kökten gelir ve arınma, hem de artıp çoğalma demektir. Zekât, insanın maddi ve manevi olarak arınmasını sağlar. Malın temizlenmesi maddi, kalbin ve nefsin arınması da işin manevi temizliktir. Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Onların mallarından zekat al! Bununla onları temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin."(Tevbe, 104)
Zekat vermek, İslam'ın şartlarından birisidir. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Mallarınızı zekatla koruyunuz, hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz, bela dalgalarını da dua ve yalvarışla karşılayınız."
Zekat sayesinde mallar korunma, sadakalar da, maddi ve manevi hastalıklar için birer ilaç yerine geçer. Zekai ve sadaka verenlerin mallarında ve canlarında bir feyiz ve bereket, bir sağlık ve afıyet yüz gösterir. Bunun çok üstünde olarak da, kendileri Yüce Allah'ın rızasını kazanıp nice manevi mükafatlara kavuşurlar, nice manevi tehlikelerden kurtulurlar.
Zekatın her yönden birçok yararları vardır. Kalplerde pek ziyade yer tutan mal ve mülk sevgisi, insanı yüksek duygulardan yoksun bırakır, insanı bazen fena işlere sürükler. Zekât sayesinde ise kalbin bu zararlı duygusuna ve meyline direnilmiş olur, nefis'de cimrilikten kurtulmuş olur. Mal, başkasının hakkından arındırılarak insanda şefkat ve hayırseverlik duyguları gelişir. Başkalarını gözetme ve koruma gibi yüksek duygular meydana gelir.