Türkiye’de AKP’nin 2002’de tek basina hükümet kurmasiyla siyasal Islâmin iktidar olma mücadelesinde hedefe varilmis oldu. Fakat Islâmî kimlik, iktidara gelmeden çok önce sinifsal bir nitelik kazanmisti. Bu dönüsümde, 1990 yilinda Istanbul’da, Islâmî hareketle güçlü baglari olan bir ekonomik seçkinler toplulugu tarafindan kurulan MÜSIAD’in etkisi belirleyiciydi. MÜSIAD’in Türkiye siyaseti üzerindeki gücünü, kurucu baskanlarindan Erol Yarar söyle açikliyor: “TÜSIAD geçmis, MÜSIAD gelecek demek.” Bu kitaba konu olan sosyal tarih, bir çikar grubunun gücünün, üyelerinin inancinda, azminde ve iradesinde gizli oldugu tezini dogruluyor.Fransa’da sosyoloji ve siyaset bilimi dersleri veren Dilek Yankaya, Yeni Islâmî Burjuvazi’de MÜSIAD’i kuracak olan aktörlerin hayat hikâyelerinden yola çikarak, bu aktörlerin kamusal alandaki seferberlikleriyle baslayan ve Türkiye’de yeni bir Müslüman burjuva sinifinin ortaya çikisi ve iktidar olmasiyla devam eden süreci inceliyor. Yankaya’nin MÜSIAD üyeleriyle yaptigi görüsmelerin satir aralarinda, bu “genç” burjuvazinin Türkiye’nin son yirmi yilina nasil damga vurdugunu, ekonomiyi ve siyaseti nasil belirledigini açikça görülüyor. Yeni Islâmî Burjuvazi bir siyasal hareketin, yeni bir burjuva sinifinin ortaya çikma kosullarini nasil yarattigini incelerken, siyasal Islâm açisindan bu tarihsel dönüsümün neden ve sonuçlarini ele alarak, bu süreçte, dinden, muktedir bir sinifsal gösterge yaratilmasina da dikkat çekiyor.