Yukio Misima, XX. yüzyil Japon edebiyatnin hirçin çocuguydu. Nobel Ödülü adaylari arasinda sik sik adi geçtigi halde asiri milliyetçi, narsist, anti-humanist nitelemeleriyle suçlandi. Ancak bu elestirilerin temelinde, yazarin geregince anlasilamamis olmasi vardir. Misima, Ikinci Dünya Savasi’nda Japonya’nin yasadigi dramatik yikim sirasinda yitip giden bir kusagin haykiran sesidir. Yazarin yasami, bu kayip kusagin kendini yeniden kesfetmesinin öyküsüdür.
Misima, Japon savasçi sinifinin hiçlike dayali felsefesi ile yazarligini ustalikla birlestirir. 25 Kasim 1970 günü canli yayin yapan kameralar önünde geleneksel Japon yöntemiyle karnini deserek intihar etmesi de, ayni zamanda usta bir oyun yazari olan Misima’nin yasamini canli sahne performansi ile sonlandirdigi seklinde degerlendirilebilir.