Adler, psikiyatri dünyasını çok etkileyen birçok teori ve uygulamayı miras bıraktı. Teorileri, aşağılık duygularına ve insanların bu tür duyguların üstesinden nasıl gelmeye çalıştıklarına odaklandı. Adler, bir bireyin yaşam tarzının dört veya beş yaşlarında oluştuğunu iddia edip sosyal güçlerin veya çocuğun çevresinin davranış gelişimindeki önemini vurguladı. Her insanın diğer insanlarla ilişki kurma ve bir bütün olarak toplumun önemini anlama yeteneğiyle doğduğuna inanıyordu.
Bir terapist olarak Adler, hastalığa değil hastanın ruh sağlığına odaklanan bir öğretmendi. Adler, hastaların yaşamlarındaki hatayı saptayarak ve düzelterek kendini geliştirmeyi teşvik etti. Kendi kendilerine değişiklik yapabilmeleri ve durumlarını iyileştirebilmeleri için hastayı "kaderini tayin etme" yoluyla yönlendiren bir kolaylaştırıcı olduğunu düşünüyordu. Adler, terapiyi sosyal hizmette, çocukların eğitiminde ve suçluların rehabilitasyonunda kullanan ilk psikiyatristlerden biri olması bakımından öncüydü.
Alfred Adler, Freud ve Jung ile birlikte modern psikolojinin kurucularından biridir. Kişilik çalışmasına bütüncül bir yaklaşımla yaklaşması, bireylere sosyal bağlamları içinde ve eşit bir temelde bakması, çalışmalarını bugün de son derece önemli kılıyor.