İşte o kuyudaki su...
Ki içinde beyaz küçük kurtçuklar olurdu
zaman zaman, şebeke suyundan önce tülbentten
süzülerek kurtçuklarından temizlenip içilirdi.
Türlü türlü şeyler düşerdi kuyuya...
Bazen o kadar çok şey birikirdi ki kuyuda...
Kova dalamazdı suyun derinine!
İşte öyle zamanlarda Kuyucu Memiş koşardı yardıma...
Beline bir halat bağlanırdı Memiş’in ve kuyunun iki
yandaki taşlara tutunarak kuyuya inerdi Kuyucu Memiş...
İndikçe soğurdu ve kararırdı kuyu...
İpi iki kere çektiğinde Memiş,
doldurduğu torbaları yukarıya çekerlerdi...
Kuyucu Memiş kuyuya dalmadan önce ya
kolonya ya da mavi ispirto içerdi...
Yani metil alkol!
Gözleri kör eden metil alkol!
Şimdilerde gizlice içkilerin içine gizlice katılan metil alkol!
Metil alkolü içer, kuyuya dolan türlü türlü
pisliği temizlerdi
Kuyucu Memiş.