Büyük Fransız düşünür ve yazarı Victor Hugo 26 Şubat 1802’de Besançon’da doğdu. Joseph-Leopold Sigisbert Hugo Napolyon’un ordularında görev alan generaldir ve Victor Hugo’nun babasıdır. Sophie Trebuchet Victor Hugo’nun annesidir. Hugo’nun çocukluğu annesi ve babası arasında yaşanan anlaşmazlıklardan dolayı sorunlu geçmiştir ve Victor Hugo çocukluğunu babasının yanında geçirmiştir.
Victor Hugo’nun babası general olduğu için Alplerden, Akdeniz’e kadar fazla yer gören Hugo, eğitimine İspanya’da bir aristokat okulunda başlamış ancak doğuştan soylu olmadığı için burada yaşıtlarıyla oldukça sıkıntılı zamanlar geçirmiştir. Bu sorunlar Victor Hugo’nun ilerde sahip olacağı siyasi kimliğini daha çocuk yaşlardan etkilemiş, küçük yaşta aristokratlara karşı antipati kazanmıştır.
Victor Hugo Paris Hukuk Fakültesi’ne kayıt olsa da, dönemin şartları gereği eğitimini tamamlayamamıştır.
Üniversite eğitimini tamamlayamayan Victor Hugo, edebiyata yönelmiştir. Edebiyata yöneldiği ilk zamanlarda şiir yazan Victor Hugo, hemen hemen aynı zamanlarda annesini de kaybetmiştir. Victor Hugo’nun yazdığı şiirler, kraliyet tarafından beğenilince düzenli bir maaşa bağlanmıştır. Bu sayede adını yirmili yaşlarda duyurmaya başlayan Victor Hugo, edebiyat alanında yavaş yavaş isim yapmaya başlamıştır.
Victor Hugo 1821 yılında çocukluk aşkı olan Adele Foucher ile evlenmiş, bu evlilikten Leopold ismini verdikleri bir çocuk olmuş ancak çocuk kısa süre sonra ölmüştür. İkinci çocukları kız olmuştur ve Victor ve Adele ölen çocuklarının anısına, yeni doğan çocuklarına Leopoldine ismini vermişlerdir.
Victor Hugo, Fransız edebiyatında en fazla eser veren sanatçılar arasında yer alır. Şiir, oyun ve roman alanında birçok eser veren Victor Hugo, bu eserlerin hepsinde oldukça başarılı olmuştur. Victor Hugo, romantizmin öncülerinden biridir.
İzlanda Hanı (1823)
Bug-Jargal (1818)
İdam Mahkumunun Son Günü (1829)
Notre Dame’ın Kamburu (1831)
Claude Gueux (1838)
Sefiller (1862)
Deniz İşçileri (1866)
Gülen Adam (1869)
Doksan Üç İhtilali (1874)
Cromwell (1827)
Amy Robsart (1828)
Hernani (1830)
Marion De Lorme (1831)
Kral Eğleniyor (1832)
Lucrece Borgia (1833)
Marie Tudor (1833)
Padova Tiranı Angelo (1835)
Ruy Blas (1838)
Derebeyler (1843)
Özgürlükte Tiyatro (1886)
Odlar ve Çeşitli Şiirler (1822)
Yeni Odlar (1824)
Odlar ve Baladlar (1826)
Doğulular (1829)
Sonbahar Yaprakları (1831)
Şafak Türküleri (1835)
Gönülden Sesler (1837)
Işınlar ve Gölgeler ( 1840)
Azaplar (1853)
Düşünceler (1856)
Yüzyılların Efsanesi (1859, 1877, 1883)
Sokak ve Orman Şarkıları (1865)
Korkunç Yıl (1872)
Büyük baba Olma Sanatı (1872)
Le Pape (1878)
La Pitié Supreme (1879)
Religions Et Religion ( 1880)
Usun Dört Rüzgarı (1881)
Lane (1880)
Şeytanın Sonu (1886)
Toute La Lyre (1888 – 1893)
Tanrı (1891)
Uğursuz Yıllar ( 1852 – 1870)
Le Rhin (1842)
Küçük Napolyon (1852)
Eylemler ve Sözler (1841 – 1851) (Sürgünden Önce)
Eylemler ve Sözler (1852 – 1870) (Sürgünden Sonra)
Eylemler ve Sözler (1870-1885) (Sürgünden Bu Yana)
Bir Suç Öyküsü (1877)
Alpler ve Pireneler (1890) (Ölümünden Sonra)
Fransa ve Belçika (1894) (Ölümünden Sonra)
Görülen Şeyler (1887 – 1899) (Ölümünden Sonra)
Victor Hugo verdiği eserlerle çok fazla ünlü yazarı etkilemiştir. Bunların başında Tolstoy, Albert Camus, Charles Dickens, Fyodor Dostoyevski, Oscar Wilde gibi yazarlar gelmektedir. Victor Hugo romantik dramın kurucusudur. ‘Hernani’ isimli oyunu ile klasik yazarlar ve romantik yazarlar arasında fikir çatışmasına sebep olmuş ancak bu savaştan romantikler başarıyla çıkmıştır.
Victor Hugo, 19. Yüzyılın en büyük Fransız yazarıdır. İlk şiirleriyle tanınmıştır ancak yayımladığı ‘Notre Dame’nın Kamburu’ romanıyla ne kadar büyük bir yazar olduğunu tüm dünyaya kanıtlamıştır. Hugo’nun her yaptığı iş ve eserleri oldukça ilgiyle takip edilip, beğenilmiştir. Sanatçının baş yapıtı Sefiller’dir.
Victor Hugo şiir ve düz yazının ustasıdır. Eserlerinde düşsellik ve gerçeklik sürekli birliktedir. Victor Hugo insanı, egemen olduğu ve değiştirdiği tarih sahnesinde anlatır, insanın vazgeçilmez ve değiştirilemez bir özgünlükte var olduğunu ve insanın özgürlük taleplerinin olduğunu eserlerinde dile getirmektedir.
Sefiller hayata tutunuş öyküsüdür. Romanın karakteri Jean Valjean, önceleri kötü karakterli bir kürek mahkumudur. Kitap Jean Valjean’ın iyi bir insana dönüşme sürecini anlatmaktadır. Jean Valjean 19 yıl kürek mahkumluğu yapmış ve hapisten çıktıktan sonra eskisi gibi kötü bir hayat sürmek istememiştir. Hapisten çıktığı için kimse onu ne yanına ne de işe almak ister. Jean Valjean’a kapısını açan tek kişi psikopos olmuştur ancak Jean Valjean psikoposun gümüş yemek takımlarını çalmak gibi bir hata yapmıştır. Kitabın kahramanını polisin elinden kurtaran psikopos bu olayın üzerine gümüş şamdanlarını da Jean Valjean’a hediye etmiştir. O günden sonra iyi bir insan olmak isteyen Jean Valjean’ı bekleyen hayat nasıl olacak, bu önemli eseri okuyarak, aklınıza takılan tüm sorulara cevap bulabilirsiniz.
Victor Hugo 1924 yılında La Muse Française isimli dergiyi kurarak, romantik sanatçıları bir araya toplamıştır. Hugo 1827 yılında Cromwell isimli oyununu yazmıştır.Bu oyunun önemi, oyunun önsözünde Romantizm akımının ilkelerinden bahsetmiş olmasıdır.
Victor Hugo’nun edebiyat alanında dünyaca üne kavuşmasını sağlayan oyunu 1930 yılında yazdığı ‘Hernani’ isimli oyundur. Hernani bir başkaldırı oyunudur. Oyunu izleyen herkes, oyuna hayran kalmıştır. Oyun, dönemin klasik sanatçıları ile romantik sanatçılarını fikir ayrılığına sürüklemiştir. Hugo ‘Hernani’ oyunuyla liberallere daha çok yaklaşmıştır.
Victor Hugo ilk romanı olan Notre Dame’nin Kamburu’nu 1831 yılında yayımlamış ve bu romanı ile ününe ün katmıştır. Notre Dame’nin Kamburu dünya klasikleri arasında yerini almıştır. Victor Hugo 1841 yılında Fransız Akademisi’ne seçilmiştir ve 1845’te de Soylular Meclis’ine aday gösterilmiştir.
Victor Hugo 1843 yılından 1852 yılına kadar herhangi bir eser vermemiştir. Bunun nedeni 1843 yılında Leopoldine ismini verdiği kızının, yeni evlendiği eşiyle birlikte çıktığı gemi yolculuğunda boğularak ölmesidir. Bu olayla derinden sarsılan Victor Hugo, 1843-1852 yıllarında herhangi bir eser vermemiştir.
Victor Hugo 1848 yılında çıkan ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerini saran ihtilallerde Cumhuriyetçilerin yanında yer almıştır. Siyasete adım attığı bu dönemde parlemontoya da seçilmiştir. 1851 de III. Napolyo’nun yaptığı darbe ile ülkeyi terketmek zorunda kalmıştır. 1851 yılından 1870 yılına kadar sürgün hayatı yaşayan Victor Hugo, Brüksel’den sonra Channel Adaları, Jersey, Guernsey gibi yerlerde yaşamış ve bu yıllarda başyapıtı olan Sefiller’i yayımlamıştır. Tüm dillere çevirilen Sefiller, Victor Hugo’nun tüm dünyada ünlenmesini sağlamıştır.
Victor Hugo 1868 yılında eşi Adele’yi kaybetmiştir. Fransa’nın Almanya ile yaptığı savaşın bitmesinin ardından Victor Hugo tekrar Paris’e dönmüştür. Bu yıllarda ‘Korkunç Yıl’ isimli şiirini yazan Victor Hugo, ulusal bir kahraman olarak anılmaya başlanmıştır.
Victor Hugo’nun evlenmek istediği için Amerika’ya kaçan kızı Adele, 1872 yılında akıl sağlığını kaybederek ülkesine geri dönmüştür. Bu olay 1975 yılında The Story Of Adele H. filmine konu olmuştur. Victor Hugo 1871 ve 1873 yıllarında iki oğlunu da kaybetmiştir. 1876 yılında senatodaki üyelerle anlaşamayarak buradaki görevinden istifa etmiştir.
Victor Hugo telif haklarının korunmasında ve idam cezalarının kaldırılması konularında çeşitli kampanyalar yürütmüş ve çabaları başarıyla sonuçlanmıştır.
Victor Hugo 1878 yılında hafif bir felç geçirmiştir. 1882 yılında 80 yaşına giren Victor Hugo’nun doğum günü kutlamaları 25 Şubat’ta yazara hediye edilen bir vazo ile başlamış ve 27 Şubat’ta ülke tarihinin en büyük geçit törenini Victor Hugo evinin penceresinden izlemiştir. Victor Hugo’nun oturduğu sokağın adı bu yıllarda Avenue Victor-Hugo olarak değiştirilerek, yazara manevi bir hediye verilmiştir. Victor Hugo 22 Mayıs 1885 yılında Fransa’da hayata gözlerini yummuştur. Ünlü sanatçının cenazesi Paris’te düzenlenen ve iki milyondan fazla yazarın seveninin katıldığı bir törenle Pantheon’daki mezarlığa defnedilmiştir. Victor Hugo son cümlelerinde Tanrı’ya inandığını ve kliselerin onun için ayin düzenlemesini istemediğini belirtmiştir.
Victor Hugo’nun ünlenmesini sağlayan eserleri şiirleridir.
‘Bir İdam Mahkumunun Son Günü’ adlı eseri Albert Camus üzerinde derin etkiler yaratmıştır. Camus intihar eğilimi olan bir kişidir.
Victor Hugo Fransa’da sadece edebi kimliği ile ön plana çıkmamıştır. Ayrıca politikaya da yön veren bir figür de olmuştur.
Devlet adamı olmasının yanında ayrıca insan hakları savunuculuğu da yapmıştır. Yaptığı toplumsal çalışmalarla halk tarafından çok sevilen bir karakter olmuştur.
Victor Hugo’nun en önemli eserlerinden biri olan Sefiller de bir cümle 823 kelimeden oluşmaktadır.
Yaşlanmaktan korktuğu için her sabah soğuk duş alarak kendini dinç tutmaya çalışmıştır.
Victor Hugo sesinin güzel olması için her gün çiğ yumurta yemiştir. Çok bakımlı ve şık olan Victor Hugo kendine bakmayı seven bir karaktere sahiptir.
Victor Hugo Sefiller romanı üzerinde tam 14 yıl çalışmıştır. Sefiller, Meb’in belirlediği ‘100 Temel Eser’ arasında yer almaktadır.
Victor Hugo’nun en ünlü sözlerinden birini hayat felsefesi olarak benimsenebilir: ‘Öldükten sonra yaşamak istiyorsanız; Ya okumaya değer bir şeyler yazın; ya da yazılmaya değer şeyler yaşayın.’