“Ah, sevgili Elena! Iste, yine hayallerimizin öldügü yerdeyim. Atese verdikleri yarinimizin külleri üstünde agliyorum. Keske geçmis zamani silen bir alet olsaydi da, her seye bastan baslasaydik… Hiç kimsenin olmadigi uzak ve issiz yerlere kaçsaydik… Daglarda, ovalarda, kirlarda geceleseydik; ama ellerin hep ellerimde olsaydi!”