Sanki her şeyin sorumlusu bizdik. Yüzlerce yılın hesabını iki kişiden soruyorlardı. Biz bir araya gelirsek hesap daha da kabaracaktı. Korunaklı dünyalarında haklı kalmaları bizim bir araya gelmememize bağlıydı. Biz mutlu olursak, onlar mutsuz olacaktı.
İçine sığmadığı bir yaşama hapsolmuş Mehmet Ali, bir gün elbet sevdiği kadına, Ulufer’e kavuşacak, şiirlerini dergilerde yayınlatacak ve bu toprakları terk etme kudretini kendinde bulacaktır.
Gitmek ve kalmak arasında dolanan Mehmet Ali, babasının ölümünün ardından, zaten acemisi olduğu bu hayata biraz daha uzaktan bakmaktadır. İstasyondan başka diyarlara kalkan trenler onun için belki de bir kurtuluş kapısıdır.
Gazeteci yazar Ahmet Kekeç, uzun bir aradan sonra gelen yeni romanıyla, kıyıda köşede kalmışlara sesleniyor.
Ulufer, atlar otomobillere evrilirken insan kalabilmek için çabalayan azınlığa...