“Her büyük eser gibi devrim de büyük dozlarda tutku ve cesaret ister...“
Che’nin 1953-1956 yillari arasinda, 25 yasindayken çiktigi ikinci Latin Amerika gezisinde tuttugu bu günlüklerde, bir devrimcinin dogusunu haber veren isaret fisekleriyle karsilacaksiniz:
Guatemala’da doktorlukta uzmanlik yapmayi kendi içindeki iki Ben’e, Sosyalist Ben ile Gezgin Ben’e ihanet olarak görmesi; Mexico City’de kendisine tipatip benzedigini düsündügü Kübali devrimci Fidel Castro’yla tanismasi, Carletto [Karl Marx] ile Federicuccio’nun [Friedrich Engels] sadik bir okuyucusuna dönüsmesi, zengin kurumlarda çalisan burjuva evliligi yapmis bir çiftten ziyade bir balinayla daha çok ortak noktasi oldugunu itiraf etmesi, komünist ahlakinin insana heyecan veren o “Biz“i hissettirebilecek en güzel sey oldugunu savunmasi, hayatinin ilk yirmi bes yilina üç büyük eylem çizgisinin damgasini vurmasi: bilime duydugu ilgi, tuhaf gezginlerle çiktigi yolculuklar ve gerçek bir devrimde yer alma istegi...
Dolayisiyla bu kitap, ünlü arkeolojik yerleri gezmek üzere yola çikan bir genç adamin adim adim nasil siyasal bir eylemciye dönüstügünü anlatmakta, okura bir devrimcinin dogusunun ipuçlarini vermektedir...
(Tanitim Yazisindan)