Finansal serbestleşme ile ticaret ve üretim süreçleri küresel bir bütünlüğün içerisine girmiştir. Üretim hatları entegre bir nitelik kazanmış olup üretim süreçleri gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru kaymıştır. Süreçlerde yaşanan bu değişim tedarik zinciri ekosisteminin küresel bir boyuta taşınmasına ve nihai ürün akışına ek olarak bilgi ve finans akışını da ekosistemin içine yerleştirmiştir. Tedarik zinciri ekosistemleri üretim işleyişinin devamlılığı, stok süreçleri, küresel anlaşmalar, ticareti yasalar vb. pek çok boyutta köklü bir değişikliğin öncüsü olmuştur.
Tedarik zinciri süreçleri kazandığı bu önem itibari ile kriz, savaş, terör ve son olarak içinde yaşadığımız dönemde olduğu gibi salgın hastalık vb. pek çok farklı risk faktörüne karşı politika yapıcıların dikkatini çeken ilk alanlardan biri olmuştur.
Firmalar artık pazar paylarını büyütmek ve rekabet gücü kazanabilmek için tedarik zincirlerini daha fazla kullanmaya başladığından bu alana olan ilgileri, harcamaları ve yaptıkları faaliyetler artmaya başlamıştır. Kullandıkları teknoloji ve süreçlerde yaptıkları her bir iyileştirme firmaların genel iş stratejilerini geliştirmede tedarik zincirlerini daha yaygın olarak kullanmaya başladığını ve müşteriye değer katma sürecinin sadece yönetimin değil, herkesin işi olduğunu benimsediklerini açıkça göstermektedir. Bütün bunların gerçekleşebilmesi için de modern işletme yönetimi anlayışında finansman yapısının optimizasyonu son dönemlerde özellikle önem verilen konular arasına girmiştir.