O aksam Amsterdam’da 83 numarali metro aracina binen onlarca kisiden dördü, dünyanin gidisatini degistirmek için seçilmislerdi. Derken bir güç, bazi yolcularin bu metro aracina binmelerini engelledi. Bir canki ile metro sürücüsü Stefan Boekbinder, en imkânsiz hayallerini gerçeklestirme sansini yakalamislardi. O sirada yirmi yasindaki kadin terminatör Anneke Bitterbot da kim bilir kaçinci defa sahneye çikiyordu... Henüz yazili tarihin esigine yeni yeni gelirken, yani Istanbul’da Bogaz yeni ortaya çikarken, Samanyolu galaksimizin merkezinden kopup gelen uzay aracinin amaci neydi? Amerikalilarla Ruslar, Istanbul’da kazdiklari tünellerde neyin pesinde olduklarinin ne kadar bilincindeydiler? Amerikali bilim insani Jeff Crimson, ekibinin aslinda hangi amaçla seçilmis oldugunu neden bilmiyordu? Dünya teknolojisi bu anlasilmaz yapidaki nesneyi denetim altinda tutabilecek durumda miydi? Ve elimizde onu yok edebilecek bir silah mevcut muydu?Metros, Sadik Yemni’nin Amsterdam’da baslayip Istanbul’da sona eren, balina nefesli bir serüveni anlatan romani. Dahasi Metros, edebiyatimizda cümbüslü tirildeme makaminda icra edilen ilk yapit.
(Kitap Tanitim’indan)