Tavandaki Kukla intikamci bir kadinin hikâyesi.... Ama ayni zamanda "suç", "ceza" ve "intikam" üzerine düsünmeye davet eden bir yer alti kitabi...Insanligin "ilkel" diye adlandirilan döneminde kisi sorununu kendi çözerdi. "Uygarlik"la birlikte "toplumsal sözlesmeler" yapildi ve "ceza" verme görevini devlet üstlendi. Peki, verilen her "ceza" magdurdaki hasari onariyor, intikam istegini dindiriyor. Barisa imkân veriyor mu? Ya da verilen "ceza" tecavüz edilen kadinlardaki yarayi sarabilir mi?"Imkânsizin kiyisinda öfkeli ve egri bir hayat yasamayi seçmislerin" hayatlarinin anlatildigi Beyaz Zenciler'le kendisine hakli bir hayran kitlesi edinen Ingvar Ambjörnsen bu kez insan ruhunun karanliklarina iniyor. Tecavüz edildikten sonra intihar girisiminde bulunan ve hayatini bir akil hastanesinde geçirmek zorunda kalan kiz kardesinin intikamini almak isteyen bir kadinin intikam yolculugunu anlatiyor. Ayrintili planlar yaparak intikamini zamana yayan, tek ve ölümcül bir darbe vurmak yerine aciyi sürekli kilmayi seçen bir kadin bu.Kadin, kiz kardesinin yillar süren suskunluguna dayanamaz ve bir gün bilincinin derinliklerinda kapali duran odalarin birinden çikmaya karar verir...