“Yunan filozoflarının kıymet ve şanları burhan getirmekten müstağni olup, varlık sahifesinden silineli yaklaşık iki bin seneyi geçmiş olduğu halde hikmet ve adapça vaz'ettikleri usûl, âkil kişilerce kabul görmüş ve üstün niteliklere sahip eserleri dünyanın dört bir yanında şöhret kitabelerine nakşedilmiştir. Genelde daha önce yaşamış olanların tarihlerini öğrenmek basirete ve uyanışa vesile olduğu halde, bu gibi hikmet sahibi zâtların fikirleri ve ahvalinin suretlerini bilmenin ne derece faydalı olacağı izaha muhtaç değildir. Bilindiği üzere Yunan filozofları İslam âlimleri arasında da son derece itibar ve hürmet görmüş ve Abbasi hilâfeti zamanında eserlerinin çoğu Arapçaya nakledilmiş ve tercüme olunmuştur. Son araştırmalara göre Yunan filozoflarının bazı düşüncelerinin bâtıl olduğu açığa çıktığı gibi bazıları da apaçık gibi görünüyor ise de bu durum söz konusu filozofların kıymetlerini ve derecelerini düşürmez. Çünkü şimdiye kadar zamanın geçmesi ve fikirlerin karışmasıyla insanlığın bilgi dairesi doğal olarak genişlediğinden, onların bulundukları zaman ile şimdiki vakit kıyaslanamaz. Bunun da haricinde, söz konusu filozofların ‘el-fazlu li'l-mutakaddim' [‘Fazilet önce gelenlerindir'] şerefini haiz olmaları müşkil değildir.