“Babam başkasına benzemezdi. Aslında benim tanıdığım hiç kimseye benzemezdi. Ama Rus edebiyatındaki “küçük adam” ile ilk kez karşılaştığımda aklıma babam geldi. Çehov ve Gogol hikâyeleri okuduğum zaman bol bol onu düşünüyordum. Acı’yı okuduğumda babamla serçeyi hatırladım ve yeni bir ihtimal kendini gösterdi: Konuşmayan biri değil, kimsenin dinlemediği biriydi babam.”
Dost adlı kitabıyla ABD Ulusal Kitap Ödülü’nün sahibi olan
Sigrid Nunez, Tanrı’nın Nefesinde Bir Tüy’de insan doğasının karmaşık yapısına dair büyülü bir masal anlatıyor.
Genç bir kadın olan anlatıcı, bu kitapta göçmen ebeveynlerinin dünyasına bakar: Çinli-Panamalı, sesi soluğu çıkmayan bir baba
Genç bir kadın olan anlatıcı, bu kitapta göçmen ebeveynlerinin dünyasına bakar: Çinli-Panamalı, sesi soluğu çıkmayan bir baba ve onu yok sayan Alman bir anne. 1960’lı yıllarda bir toplu konutta büyüyen anlatıcı, yaşadığı hayatın sığlığından kaçmak için önce anne-babasının hikâyelerinden ve kendi okuduklarından aldığı ilhamla kurduğu düşlere, sonra da balenin cezbedici dünyasına sığınır. İşte, Nunez’in yalın, vurucu ve samimi bir dille kaleme aldığı bu kitabı bitiren herkesin kendine sorabileceği bir soru: “Tanrı’nın nefesinde bir tüy olmak nedir? Esasen kırılganlıkla mı ilişkilendirilebilir, yoksa güçle mi?”