İnsan insana ne kadar benzerse, şehir de şehire o kadar benzer.
Huyları, havaları, özleri, sözleri, suretleri, zevkleri, keyifleri benzese de asla aynı olmazlar.
Hafızada biriken anılar, zamanda demlenen alışkanlıklar, unutulan ya da söze yüklenen hikayeler insanı şehre bağlar. Şehrin tarihî serüveni, insanların ömürlük yazgılarıyla örülür.
Tabirin Sığmaz Kaleme, bir şehrin dokusunda yer alan, bir ömürlük misafirlikler derlemesidir. 12 yıllık zaman aralığında kendileriyle söyleşilen ve hâlleşilen insanların emek dolu, ümit dolu, inanç dolu hikayelerinin, şehrin büyük hikâyesiyle buluştuğu noktada, tam da bu noktada duruyor elinizdeki kitap.
Tabirin Sığmaz Kaleme kitabındaki metinlerin ortak elemanı Sivas, ortak paydası ise yerli ve yerleşik kültürdür. Kitaba, Âşık Veysel’in söz hazinesinden bir mücevher mısra isim oldu. O isim altında Sivas’a dair söyleşiler, röportajlar, portreler ve dosyalar sıralanıyor.
Fotoğrafların şaşmaz tanıklığı altında edebiyatıyla, musikisiyle, görgüsüyle, insanıyla, kurumlarıyla kuruyan ve yaşayan kültür damarlarıyla Sivas bu kitapta dile geliyor.
Ne çare, tabiri kaleme sığmıyor!