“Değişen toplumsal normlar, minimalist ve çok hoşumuza giden bir vatandaşlık anlayışı sundu bize. Oy ver, vergini öde, yasalara uy ve çağrıldığında orduya hizmet et. Bunların hepsi pasif görevler oysa. Gönüllülük, toplumsal sorunlara ilgi duymak, komşuya yardım etmek, sosyal sorunların çözümü için çalışmak tamamen isteğe bağlı. Bu bizi, toplumsal sorunlardan sadece devletin değil, bireysel olarak bizim de sorumlu olduğumuz anlayışından uzaklaştırdı. Sorunlar çeşitlenirken, katlanarak arttı. İşte sosyal girişimcilik bu devasa sorunları, çözülebilir boyutlara indirgeyerek çözen, aktif vatandaşlık görevini üstlenen insanların çabası sonucu ortaya çıktı. Doğa her gün nasıl yenileniyorsa, aynen toplumlar da sürekli bir yenilenme içinde. Huzurlu bir toplum için, sürekli yenilenen toplumsal normları anlayan, farkında olan ve toplumsal sorunları çözmek için sorumluluk alan ya da sorumluluk alanlara yardımcı olan yeni nesil vatandaşlık şuuruyla hareket etmek artık bir zorunluluk.”