Vigilius Haufniensis, bildigimiz ismiyle Søren Kierkegaard, kaygiyi bir uçurumun sinirinda durdugumuzda hissettigimiz bas dönmesine benzetir. Adimini uçurumun belirsizligine dogru atmanin ya da atmamanin kararini verebilecek olmak ve tüm olasiliklarin bir an için önümüzde serili olmasi hali insanda bu bas dönmesini meydana getirir. Benzer sekilde kaygi, olanaklar arasinda seçim yapmanin sorumlulugunun bireye ait oldugu her durumda ortaya çikan bas dönmesidir. Uçurumun kenarindan asagiya bakip basi dönen bir insan gibi, özgürlük kendi olanaklarini seyreder. Kendi kendisiyle iliski kurma olanagini ve bu iliskiden sorumlu olmanin zorunlulugunu kesfeder. Bu nedenle kaygi hem ona dogru itildigimiz hem de ondan kaçindigimiz "sempatik bir antipati, antipatik bir sempati"dir. Søren Kierkegaard'da Kaygi Kavrami, varolusçu Danimarkali filozof Kierkegaard'in izinde özgürlügün insan varolusundaki en temel belirtisi olan kaygiyi, kalitsal günah, özgürlük, zaman ve umutsuzluk kavramlariyla iliskisi baglaminda açiklamaya yönelik bir çabadir.(Tanitim Bülteninden)
Menü
Sepete Ekle
