“Dokunmak ne garip şey, hafızası yok. Onca dokunmuşluğumu hatırlamaya çalışıyorum da derime izi düşmüyor. Oysaki bir yaşamı bekliyor olsam tazelerim o hafızayı. Elimi omzuna koyar, küçük sarı gözlerinin içinde yine kendimi ilk bildiğim yaşlara dönerdim. Yaşam süresiz bir hâl alırdı. Sonra güven dolu koca ellerini tutardım. Mutlaka tutardım. Şimdiyse, zamanın altında kalmış yaşamaya çalışıyorum.”
Nazlı Ayça Özkarahan