Tanzimat dönemi yenilikçi edebiyatın öncülerinden Samipaşazade Sezai hikâyecilikte gerçekçilik tarzının
gelişiminde etkili olmuştur. Onun ilk ve tek romanı Sergüzeşt, gerek kurgusu gerekse anlatımıyla edebiyat
tarihimizde bir dönüşümün habercisi kabul edilmiştir. Esirlik gerçeğiyle yüzleşmemizi sağlayan eserin çıkışını
fevkalade bir surette güzelce karşılayanlar, o zamandan geleceği aydınlatmaya başlamış gençlerdir.
Samipaşazade Sezai, devrinin sosyo-kültürel yapısına da ışık tutan romanında Kafkasya’dan kaçırılarak
İstanbul’da zengin konaklarına satılan Dilber’in acı macerasını anlatır. Halayık olarak çalıştığı konaklarda
çeşitli zorluklarla karşılaşan Dilber’in Mısır’a kadar uzanan hüzün dolu sergüzeşti etkileyici bir biçimde
kaleme alınmıştır.
Romanına esaret aleyhinde başlayıp ve “hürriyetine” diyerek son veren yazar, Sergüzeşt’te on dokuzuncu
yüzyıl sonu Osmanlı’sında hâlâ sürmekte olan insan ticaretinin birey ve toplum hayatında yol açtığı yıkımı
ustalıkla anlatmıştır. Hüzünlü aşk hikâyeleriyle de zenginleşen Sergüzeşt, edebiyatımıza yeni bir soluk
getirmiştir