Selim İleri Kimdir?
Ali Selim İleri 30 Nisan 1949 yılında Kadıköy İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Senarist, yazar ve eleştirmendir.
Selim İleri ismini I. Selim’den almaktadır. İsmini ablası Meral İleri koymuştur. Babası Hasan İleri yüksek makine mühendisi, annesi ise ev hanımıdır. Babası 1953 yılında konuk profesör olarak Almanya’ya gitmiş ve ailesini de yanında götürmüştür. Selim İleri ilkokul başlayacağı zaman aile İstanbul’a dönmüştür. Önce Cihangir İlkokulu’nda ardında Firuzağa İlkokulu’na giderek ilkokul eğitimini tamamlamıştır. Ortaokul eğitimini Galatasaray Lisesi’nde okumuştur. Bu okuldan ayrılıp önce Bakırköy Lisesi’ne daha sonra da Atatürk Erkek Lisesi’ne kaydolmuştur. Lise öğretmenlerinin sayesinde edebiyata yönelmiştir.
Selim İleri Kitapları Nelerdir?
Selim İleri edebiyat alanında birçok türde eserler vermiş ünlü bir yazardır. Öykü türü hariç verdiği yazarın verdiği eserlerden birkaçını sizler için sıraladık. Bu eserleri şu şekilde listeleyebiliriz;
Selim İleri’nin roman türünde yazdığı eserleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim Olsaydın – 1991
- Kırık Deniz Kabukları – 1993
- Cahide – Ölüm ve Elmas – 1995
- Ada, Her Yalnızlık Gibi – 1999
- Solmaz Hanım, Kimsesiz Okurlar İçin – 2000
- Bu Yaz, Ayrılığın İlk Yazı Olacak – 2001
- İstanbul Lale ile Sümbül – 2007
Selim İleri’nin deneme türünde yazdığı eserleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Çağdaşlık Sorunu – 1978
- Aşk-ı Memnu Ya da Uzun Bir Kışın Siyah Günleri – 1981
- Kamelyasız Kadınlar – 1983
- Peride Celal’e Armağan – 1996
- Sepya Mürekkebiyle Yazıldı – 1997
- Kurtuluş Savaşı ve Edebiyatımız – 1998
- Kırık İnceliklerin Şairi – Behçet Necatigil – 1999
Selim İleri’nin anı türünde yazdığı eserleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Annem İçin – 1983
- Hatırlıyorum – 1984
- Seni Çok Özledim – 1986
- O Yakamoz Söner – 1987
- Anılar; Issız ve Yağmurlu – 2002
Selim İleri’nin oyun türünde yazdığı eserleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Allahaısmarladık Cumhuriyet
- Ölü Bir Kelebek – Toplu Oyunlar – 1998
Selim İleri’nin şiir türünde yazdığı eserleri şu şekilde sıralayabiliriz;
Selim İleri’nin söyleşi türünde yazdığı eserleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Atilla İlhan, Nam-ı Diğer Kaptan – 2002
- Şimdi Seni Konuşuyorduk – 2007
- O Aşk Dinmedi – Ayşe Sarısayın ile – 2017
Selim İleri Kaç Kitabı Vardır?
Selim İleri tarafından yazılmış 11 hikaye, 26 roman, 29 deneme, 5 anı, 2 oyun, 1 şiir, 3 söyleşi kitabı bulunmaktadır.
Selim İleri Hikayeleri Nelerdir?
Selim İleri çok fazla edebi türde eserler vermiş çok yönlü bir yazardır. Yazarın hikaye türünde verdiği eserleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Dostlukların Son Günü – 1975
- Bir Deniz Eteklerinde – 1980
- İlk Gençlik Çağına Öyküler I-II-III – 1980
- Eski Defterlerde Solmuş Çiçekler – 1982
- Fotoğrafı Sana Gönderiyorum – 2006
- Son Yaz Akşamı – 1983
- Yağmur Akşamları – 2011
Selim İleri tarafından Yazılan Senaryolar Nelerdir?
Selim İleri sadece edebiyat alanında eserler vermemiş ayrıca senaryo yazarak, filmlerde rol alarak ve film çekerek de çok yönlü olduğunu tüm sevenlerine göstermiştir. Selim İleri tarafından yazılan senaryoları şu şekilde sıralayabiliriz;
- Kilit – 2007
- Kerem – 1999
- Bir Aşk Uğruna – 1994
- Yedikuleli Mihriban – 1992
- Her Gece Bodrum – 1992
- Yalancı Şafak – 1990
- Bir Yalnız Melek – 1990
- Hiçbir Gece – 1989
- Afife Jale – 1987
- Seni Kalbime Gömdüm – 1982
- Göl – 1982
- Kırık Bir Aşk Hikayesi – 1981
- Seninle Son Defa – 1978
- Çapkın Hırsız – 1975
- Askerin Dönüşü – 1974
- Cennetin Kapısı – 1973
- Bir Demet Menekşe – 1973
- Yaralı Kurt – 1972
- Kadın Yapar – 1972
- Günahsızlar – 1972
Selim İleri’nin oynadığı filmleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu – 1990
- Şen Dullar – 1991
Selim İleri’nin yönettiği filmleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Hiçbir Gece – 1989
- Yedikuleli Mihriban – 1992
Selim İleri Roman Anlayışı Nasıldır?
Yazdığı eserlerde İstanbul hayatını, İstanbul’da yaşayanları, edebiyatçıları anlatmak, canlandırmak anıları tazelemek ister. Yazdığı bazı roman ve öykülerde aydınların hüzünlerini anlatır. Selim İleri’de üslup kaygısı yoktur. Sadece roman ve öykü değil ayrıca deneme, senaryo ve incelemelerde yazmıştır.
Selim İleri Sözleri Nelerdir?
Çok yönlü yazar Selim İleri tarafından yazılan veya söylenen güzel sözleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Bazan bir kitabın sayfaları arasında gezinir, sevinçten, coşkudan, apaçık mutluluktan gözüme uyku girmezdi.
- Hayat yeterince karmaşık, imkansızlıklarla dolu. Bir de biz onu içinden çıkılmaz hale getirmeyelim.
- İnsan sevgilerine de güvenmiyorum ben epeydir. Herkes hasta, herkes acı çekiyor. Ama senin önemsediğin kişiler, çektikleri acıyı dinleyecekleri yerde, o acılara kulak tıkamışlar.
- Cılız, ölgün okuma ışığının gölgelere boğduğu kitaplarda, gökyüzünün mavisini, ilkyaz akşamının ürpertilerini, sonu hüsranla biten aşkların git gide bir yansıması içinde seyredecektim .
- Tutunamayanların 580. Sayfasında şunları okuyoruz: ‘Birtakım esrarengiz insanların etkisine kapılmıştı ve… Sonunda ölür tabii. Sonrası daha da acıklıdır: yapılan otopside, beyninde bir yapı bozukluğu bulunur, ya da bir ur filanç Vah vah derler; bilseydik daha önce tedbirlerini alırdık. Romanını 1970’te bitiren Oğuz Atay’ın 1977’de beyin tümöründen öldüğünü ’43 yaşında’ anımsayınca, bu garip rastlantıdan dolayı çarpılmamak elde değil..
- Kimse özgür değildi. İnsan yaşamını daha iyi, daha verimli kılamıyorsa özgürlüğünden konuşamazdı. Üstelik tek te kişilerin yaşamı değildi söz konusu edilen.
- Mutsuz günlerim gelip çatınca, o boyalı sular anlam değiştirip, mutsuzluklarımıza yol açanlar için paha biçilmez, enfes, bir yudumda ölümcül, intikam içkileri oluverdi.
- Bazen ne düşünüyorum biliyor musunuz? Herkesi bırakıp gitsem… Deniz kenarı, güneşli bir yerde aylarca, hiçbir şey düşünmeden uyusam, uyusam… Sonra içimden geldiği gibi yaşamaya başlasam…
- Bu milletin kadınları en çok sevmeli, unutmamalı Ata’yı. Kadına toplum içindeki yerini sağladı Cumhuriyet.
- Ayrılık ve aşk sadece hayali işitilebilen bir şarkıyla… Gitgide sönen yankılarla geri geliyor ve soğuk kış sabahlarının ürpertisinde anlar bu ancak hayali, yankıları işitilmiş şarkıda uzak, geçip gitmiş mutluluğa çağrıyordu.
- Ölüm terbiyesi diye bir şey olduğuna inanıyorum, insanın kendisini ölümle terbiye edebileceğine: Bu dünyanın gelgeçliğini anlayarak kibirlerden, hırslardan, başkalarının kalbini kırmaktan kurtarabilir sizi.
- Bilgisizlik, tembellik, acımasızlık alıp yürümüşse, hepimiz bunların içinde debelenip duruyorsak, herkes gününü gün etmeye çalışıp bir yandan da yüzyıl sonraki insanlık adına söylevler paralıyorsa, çalışan, didinen, uğraşan insanlar boyuna ve yalnızca küçümseniyorsa… Bunda ne suçun var senin!
- Milyonda iki kişi rahat yaşasın diyeydi bu sömürü. Mutluluk milyonda iki kişi içindi. Herkes milyonda iki kişi uğruna çalışıp didiniyordu.
- Bir insanın sıcaklığı bütün bir yaşamı bu kadar çabuk, bu kadar hızlı değiştirebiliyordu demek.
- Ne kadar yaşlanırsak yaşlanalım, sözgelimi, aşkı, gençken nasıl şiddetle duyumsaysak öyle duyumsayacaktık. Sonraki zamanlanmızda da aşklanmız hep bir gençlik aşkı olacak, biz de yeni yeni aşklarda gençliğimizin rüyasını görecektik.
- Yaşamaya geri dönülemez, iki kat yaşlı olsan, yüzlerce yıl yaşayan, sonsuza kadar yaşasan, yaşanmışı geri getiremezsin.
- İnançlı gidişle işe yaramaz dönüş birbirine bitişik. Kimin doğru, kimin eğri olduğunu bilmeden gidiyorum. Kendimin de.
- Bugün olduğu gibi olmak istemiyorum. Büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve çok daha manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün… Fakat içimde öyle bir şeytan var ki! Bana her zaman istediğimden başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş… Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız.
- Konuşmadığımız sürece, bireyselliğimizi dışa vurmadıkça yalana ve kötülüğün dolanlarına saplanacağınız. Bir hercaimenekşe değiliz ki, güzel görünsün yüzlerimize taktığımız maskeler. Bir kaya yengeci değiliz ki, birbirimizden ve ayak seslerimizden kaçalım. Bir kırlangıç sürüsü değiliz ki, sıcaktan sıcağa göç edelim…
- Son gözyaşlarınızdır sanmıştınız. Fena aldandınız. Son gözyaşlarınıza daha vakit vardı. Üstelik, belki, son gözyaşlarınız daha akmadı. Yıllar var ki gözyaşı dökmediniz. Bu yarın da dökmeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Yarın? Ölüyorum, artık neye gözyaşı dökebilirim ki?
- Düşlerimin limonluğunda yetiştireceğim menekşeleri bir o bilirdi. Kremalı pastayı daha iyi pişirirdi.
- Milletvekilleri halkın içinden seçilince karıştı işler. Açgözlüler, ilk işleri saraya yerleşmek oldu.
- Hangi roman bir canına kıymışı kurtarabilir?
- Yazdıklarımız yazılmıştır ama yazarken yaşadıklarımız, duygular, başımızdan geçenler çoğu kez yazılmak kala kalır.
- Her gün bir öncekinin aynıydı.
- Özgürlük bir ozanın dizelerinde ak bir güvercin, bir ressamın yapıtlarında kaba, sayrıl damarlı işçi elleriydi.
- Kucağımda, üstümde başımda hayal kırıklığından konfetiler.
- Deniz kıyısında suya bakıyorum uzun uzun. Mavi bir öksüzlükle dolu o da. Dalgaların hırçın vuruşlarına aldırmıyor kıyıya saldırmış dizi dizi istiridyeler.
- Ellerin ellerinde böyle iyiydi, hoştu, güzeldi.
- Kimbilir kaç kişi, kadın ve erkek, beraberlikleri için ne hüzünler, ne uzaklıklar sezmişken susmuşlar; kimbilir kaç kişi, cinsel hayatlarında aradıkları hiçbir şeyi bulamamışken, yatak odasındaki içsel yıkımı her defasında yadsımışlardı…
Selim İleri Kitapları Kitap Vadisi’nde!
Selim İleri tarafından yazılan kitapları en uygun fiyatlarla Kitap Vadisi’nden satın alabilirsiniz. Kütüphanenizde mutlaka olması gereken bu kitapları dilerseniz sevdiklerinize de hediye edebilirsiniz.