Sarah Jio 18 Haziran 1978 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin, Washington eyaletinin Bainbridge Island kentinde doğmuştur. Yazarın çocukluğunun büyük bir bölümü Wahington’da geçmiştir. Sarah Jio, Western Washington Üniversitesi’nde iletişim fakültesinde okumuş ve buradan mezun olmuştur.
Sarah Jio, ünlü ve bilinen Glamour dergisinde baş yazarlardan biridir. Diğer gazete ve dergilerde de yüzlerce makalesi yayımlanan Sarah Jio’nun yazdığı makalaler genellikle yemek, sağlık, beslenme, eğlence, seyahat, kilo verme, alışveriş, psikoloji, bebek ve çocuk bakımı konularını kapsamaktadır.
Sarah Jio çocukluğundan itibaren yazma merakı olan bir kişiliktir. İlk kitabı Mart Menekşeleri çok beğenilmiş ve birçok dile çevrilerek yazarı dünyaca tanınan bir yazar haline getirmiştir. Sarah Jio genel olarak kitapların İtalya, Fransa, Brezilya, Türkiye, Rusya, Çin, Slovenya, Norveç, Litvanya, Polonya, İspanya gibi toplam yirmi yedi ülkede yayımlanmıştır. Kitapları en çok satanlar listesinde genel olarak kendine yer bulmaktadır. Evli ve üç çocuk annesi Sarah Jio, hayatını Ameika Birleşik Devletleri’nin Seattle kentinde sürdürür. Kitapları eski yeni farketmeden sürekli kitapseverler tarafından okunur ve okuması önerilir.
Sarah Jio 2015 yılında Türkiye’ye gelerek imza gününe katılmıştır.
Sarah Jio’nun roman türünde yazdığı eserler;
Mart Menekşeleri (Violets of March) (1 Ekim 2012): Kitabın başkahramanı Emily Wilson’dur. Yirmili yaşlarda olan Emily hayatının en güzel yıllarını yaşamaktadır. Güzel bir kitap yazmış ve kitabı çok satmıştır. Ünlü bir eşi vardır ve harika bir hayat sürmektedir.
Bu güzelliklerin üzerinden geçen on yılda, Emily’nin hayatı tam tersine döner. Hayatı için yeni bir başlangıç yapmak zorunda olan Emily’i Bainbridge Adası’nda yaşayan yengesi çağırır. Emily burda 1943 yılına ait gizemli bir günlük bulur ve işte Emily aradığı yeni başlangıçla karşılaşmıştır.
Yağmur Sonrası (The Bungalow) (18 Nisan 2013): İkinci Dünya Savaşında genç hemşire Anne, Bora Bora Adası’nda görev almak için orduya katılır. Anne genç, güzel ve nişanlı bir kadındır ama Bora Bora Adası’na gittiğinde aklına gelmeyecek bir durumla karşı karşıya kalır. Yakışıklı bir asker olan Westry Green’e aşık olmuştur. Aşkları kısa sürede büyür ve sazdan çatısı olan bir bungalovun altında gizli bir dünyaya kapılar açılır. Ancak bu rüya tüyler ürperten bir cinayete şahit olmaları ile son bulur. Savaş nedeniyle ayrı yerlere gitmek zorunda bu çift, asla bir araya gelemez. Peki Anne’ye yıllar sonra gelen mektup nedir?
Böğürtlen Kışı (Blackberry Winter) (1 Kasım 2013): Mekan 1933 yılında Seattle’de geçmektedir. Vera Ray yerel bir otelde gece vardiyasında çalışmaktadır. Üç yaşındaki oğlunu öper ve uyutur. Vera’nın oğlu karlarla kaplı şehrin sokaklarında kaybolur. Vera çocuğun oyuncak ayısını bulsa da, çocuğun failini yağan kar nedeniyle bulamaz.
Son Kamelya (The Last Camellia) (30 Nisan 2014): Flora Lewis, 1940 lı yıllarda Amerika’da yaşayan fırıncının kızıdır. Flora Lewis, anne ve babasına yardım ederken bir yandan da bitkilerle ve çiçeklerle uğraşmaktadır. Çiçeklere olan ilgisi bir gün başını belaya sokacaktır. Uluslararası çiçek hırsızları Flora Lewis’ten İngiltere’de bulunan Livingston Köşkü’ne giderek, Middlebury Pembesi olarak ünlenen ve ender bir kamelya çiçeği olan bu çiçek türünü bulup haber vermesini istemektedir. Köşke girme bahanesi, dört öksüz çocuğa dadılık yapacak olmasıdır. Flora bu köşkte imkansız bir aşka tutulmuş ve nasıl bir belaya bulaştığını acı bir şekilde öğrenmiştir.
Gündüzsefası (Morning Glory) (21 Kasım 2014): Kitabın kahramanı Ada Santorini’dir. Ada, New York’ta bir trajedi yaşar ve ağır bir depresyon geçirir. Depresyon’u yenebilmek için Seattle’a gelir ve burada yüzen bir ev kiralar. Bu evin içerisinde bulduğu eski sandıkta Penny Wentwort adında bir kadına ait eşyalar vardır. Kadını merak etmiştir ancak kimse kadınla ilgili konuşmak istememektedir. İşin ucunu bırakmayarak kadını araştırmaya başlayan Ada, gizemli geçmişi ararken, kendi geleceği içinde adımlar atmaya başlamıştır.
Elveda Haziran (Goodnight June) (6 Kasım 2015): Kitabın kahramanı June Andersen’in teyzesi, kahramanımıza ve kardeşine her gece masal okuyarak onları büyütmüştür. Acımasız zaman çocukluklarındaki kadar masum değildir. June güçlü bir kadın olarak tek başına hayatını sürdürmek zorundadır. Yıllar sonra uzun zamandır görmediği teyzesinin ölüm haberini alarak, çocukluğunu geçirdiği Mavi Kuş Kitapevi’ne gider. Anılarında güzel bir yere sahip olan bu kitap evi, June’nin kendini yeniden keşfetme macerasına ilk adımı atmasını sağlayacaktır.
Agapi (The Look of Love) (7 Şubat 2015): Agapi aşkın altıncı halini anlatır. Sevdiğiniz kişiyi sadece ‘o’ olduğu için başka hiçbir sebep aramadan sevme halidir ve sevdiğinizden asla vazgeçmemenizi anlatır.
Yeşil Deniz Kabuğu (Always) (7 Kasım 2015): Gençlik yıllarında hayat çok kolaydı. Biriyle tanışıp aşık olurdun, seçerdin ve seçilirdin. Aşık olduğun kişiyle dünyayı fetheder mesela Paris’e taşınabilirdiniz. Çocuklarınız olur veya bir çiftlik kurabilirdiniz. Tuttuğunuz günlükte hayalini kurduğunuz her şeyi yapabilirdiniz. Hayat ikinizindi. Her şeye göğüs germek birlikte çok kolaydı. Siz olduktan sonra geriye kalan her şey önemini kaybederdi. Peki ya sonra?
Kelebek Adası (Back To You) (12 Kasım 2016): Mavi kelebekler nadir görülür. Birden ‘Bugün mavi kelebekleri görmeye gidiyorum,’ diyemezsiniz. İstediğiniz kadar arayın, siz onları değil, onlar sizi bulurlar. Bu kelebekler değişimin habercisidir. Eğer gün doğarken karşınıza mabi bir kelebek çıkarsa, hayatınız artık eskisi gibi olmayacaktır. Ne hayat, ne şans, ne kader… Bildiğiniz her şeyi unutmanın zamanı gelmiştir. Hayatınızı değiştirecek biri de girebilir hayatınıza, bambaşka bi yerde de uyanabilirsiniz. İlk defa gittiğiniz bi yerde yıllardır bulamadığınız huzuru bulabilir, kendinizi evinizde hissedebilirsiniz. Geldiğinizi düşünüp gidebilir, kaybolduğunuz an bulunabilirsiniz. Bir mavi kelebek kanat çırptığında hayata başka bakarsınız, çünkü hayatta size başka bakıyordur.
Sahildeki Kulübe: İkinci Dünya Savaşı’nın var olduğu 1942 yılında Anne ve Westry bir yandan geçmişin gizemini çözmeye çalışır bir yandan da gelecek için hayaller kurar. Ancak hayatlarındaki bir trajedi kurdukları bütün hayalleri değiştirir. Hem de ömür boyu…
Paris’ten Çiçeklerle (2018): Sarah Jio bu romanında bulanık sularda derinlere batan iki nilüfer olan güçlü kadın karakterleri geçmiş ve bugün arasında köprü kurarak anlatıyor.
Sarah Jio’nun hikaye türünde yazdığı eserler;
Yitik Kalpler İstasyonu (Grand Central: Orijinal Stories of Postwar Love and Reunion) (16 Mayıs 2016) : Sarah Jio bu kitabında, on farklı yazarın on farklı hikayesini anlatmaktadır. Kitapta yer alan hikayelerin ortak iki özelliği bulunmaktadır. Birinc özellik tüm kahramanların yolları Grand Central terminaline düşmüştür. İkincisi ise İkinci Dünya Savaşı sonrasında kitapta yer alan karakterlerin, hayatlarına yön verme çabalarının anlatılmasıdır. Hikayeler ayrı olsa da, her hikayenin içerisinde diğer hikayelerde yer alan karakterler ayrıntılarda karşımıza çıkmaktadır.
Son Kamelya
Kelebek Adası
Mart Menekşeleri
Paristen Çiçeklerle
Yeşil Deniz Kabuğu
Sarah Jio’nun en dikkat çeken kitabı ‘Mart Menekşeleri’ olmuştur. Mart Menekşeleri ile Library Journal En İyi Kitap Ödülü’ne layık görülmüştür. İkinci kitabı olan Yağmur Sonrası’da beğenilen kitapları arasındadır. Türkiye’de en çok beğenilen ve fazla okunan kitabı Böğürtlen Kışı olmuşur. Son Kamelya kitabı diğer kitaplarına göre daha sırlarla dolu bir kitaptır. Sarah Jio genel olarak geçmişle günümüzdeki kahramanları anlatıp, sonunda onları birleştiren bir yazardır.
Gerçek aşk söz konusu olduğunda hiçbir şey karmaşık değildir.
Özgürlük ağacı, belirli aralıklarla vatanseverlerin kanlarıyla sulanmalıdır.
Kalbim bunu yapmamı istemese de mantığımı dinlemeliydim.
Bir yerden başka bir yere giderek kendinden kaçamazsın.
Umut tükenmiş gibi görünse de ikinci bir şans her zaman vardır.
İnsanlar incindikleri zaman karakterine aykırı davranırlar.