Fransa’da 1830-1850 arasi döneme iki devrim damgasini vurur: Kralliga son veren 1830 Devrimi ve Ikinci Cumhuriyet’in ilan edildigi 1848 Devrimi. Her iki devrimin de ilk anda basariyla sonuçlanmasi, bu dönemde insanligin kurtulusuna iliskin umutlari canlandirir ve bir ütopyalar çagina yol açar. Saint-Simon ve Charles Fourier'nin “sosyalist ütopya”lariyla Marx ve Engels’in komünizmi hep bu çagin eserleridir. Bu ütopyalarin hedefi, hayatin sanat gibi, siir gibi yasandigi toplumlardir. Bu nedenle de, sanatçilara devrimci dönüsümlerin önderligi rolünü verirler. Sanati ve sanatçiyi ilk kez bu ütopyalar, bir “avangard” olarak tanimlarlar.Sanati bir “umut ilkesi”, bir “mutluluk vaadi” olarak görüp hayatla ve siyasetle kaynastiran fikirler, ütopyalar çaginda ortaya çikar. 20. yüzyilda modernist estetigi, mimarligi ve avangard hareketleri yönlendiren baslica saikler de bu fikirler olacaktir. Tarihin sonunun ve sosyalizmin ölümünün ilan edildigi günümüzde, yeni mutluluk hayallerine belki de her zamankinden fazla ihtiyacimiz var.Neil McWilliam