Hayatimiz yalanla doluydu. Tek ve degismez, bir ve güçlü. Biliyorum, herkes yalan söylerdi. Herkes egrileri dogru, dogrulari egri yapardi, yapabilirdi. Ama bahsettigim bu degil. Anlatmak istedigim, yalanin tek gerçegimiz olusuydu. Farkindalik durumu degistirmezdi. Çaliskan karincalar gibi içgüdüyle, askla, hizla, bilmeden, sormadan, sorgulamadan onu yeniden insa ederdik. Onu kuran bizdik, onu koruyan ve kollayan da. Söylenecek bir sey yoktu zaten. O, bizdik. Can yakar hayat. Isyana sürükler. Ancak hayatin siradanliginda mutsuzlugun sinirlarini zorlarken öyle sert bir duvara çarpilir ki, tepetaklak gittigi sanilan hayata geri dönmeyi diler insan. Ama yasam dönüssüzdür..."Baslangiçta karmasikliga yol açan 'dil' halen kendi kulvarinda kesfedilmeyi beklemektedir. (...) Ersin ise bu gizemli ve karmasik yapinin dehlizlerinde dolasmakta, kendine bir isik aramaktadir. Dante'nin siirsel anlatimiyla yaptigi üç asamali yolculuk gibi harflerin arasinda gezinmektedir. Ersin, yazarak isigi yakmak istemektedir. Olusturacagi tümcelerle, sözdizimleri ile belirli bir bilince ulasabilecegine, usunu ve tinselligini uyumlu bir birliktelige dönüstürebilecegine inanmaktadir: 'Bir gün beni, tamamiyla beni anlatan bir sayfa, bir paragaf, bir cümle, bir kelime bulacagim günü bekliyorum ümitsizce.'"Tufan Erbaristiran Ince Kapak:
Basım Yılı | 2012 |
---|
Sayfa Sayısı | 264 |
---|