Muhalif söylemin en radikal yazarlarindan olan Illich, daha çok kurumlara yönelttigi elestirilerle taniniyor. Egitim, politika, tip gibi insan hayatinin en önemli alanlarinin kurumlastigini, eskiden insanlarin daha dolaysiz olarak karsiladiklari temel gereksinimlerin, çagdas toplumda 'bilimsel olarak' üretilmis hizmetlerin 'tüketilmesine' indirgendigini, böylece bireysel özelliklerin ve yaraticiliklarin yok edildigini söylüyor. Sagligin Gaspi'nda ise tip kurumunun denetlenemeyen bir otorite olarak, neyin hastalik oldugunu, kimin hasta oldugunu ve hastalara ne yapmak gerektigini belirlediginde saglimiz için büyük bir tehdit olusturdugunu; bedenlerimiz üzerindeki hakkimiza tecavüz ettigini; ilaç tüketimini tesvik ederek toplumun hastalikli yapisini güçlendirdigini; sagliga bir 'mühendislik modeli' olarak yaklastigi için insanlarin kendi insani zaaflari, incinebilirlikleri ve biriciklikleriyle, kisisel ve özerk bir biçimde bas etme potansiyellerini yok ettigini anlatiyor.