"Babam benim hem hocam, hem arkadaşımdı. Bir baba ile oğlu arasındaki bu büyük anlayış köprüsünü kuran en mühim husus ondan işittiklerimdir. Büyük bir idrak ile etrâfına bakan ve gördüklerini gayet isâbetle değerlendiren ve aynı kuvvette vatanseverlik duygularıyla bezeyen babamın anlattıklarının karakterimi inşâ etmekte ne kadar büyük rolü olduğunu her geçen gün biraz daha anlıyorum.
Tabiî anlattıkları arasında, askerlik hâtıraları ve hele Kafkas Cephesi’nde esir düşüşü, o zamanki ordumuz ve cemiyetimizin durumu bu yaşa kadar okuduğum hiçbir romanda, gördüğüm hiçbir filmde rastlamadığım kadar canlı, heyecanlı ve korkunç sahnelerle dolu idi ve Türklüğün varlığı ile çok yakından alâkalı idi."