Rosenfeld bu kitabinda, psikotik yönleri olan zor hastalarla yaptigi çalismalari anlatiyor. Analitik düsünebilmeye devam ederek anlasilmazi anlasilir kilmaya çalisirken analitik çerçeveyi ve karsiaktarimi nasil ön açici bir sekilde kullandigini ve uygulamadan kaynaklanarak kuramsal katkilarini nasil olusturdugunu bizi zengin ve canli bir deneyimin içine alarak sunuyor. Thomas Ogden’in önsözü ile baslayan Ruh, Zihin ve Psikanalist adli bueser, ayni zamanda Ayla Yazici’nin hastane ortaminda psikotik hastalar ve kurum çalisanlari arasindaki iliskinin farkli yönlerini samimiyetle ele aldigi Akil Hastanesinde Psikanalist Olmak isimli bölümünü de içeriyor.Müthis bir klinisyen ve kuramci olmasinin yani sira Rosenfeld ayni zamanda yetenekli bir ögretmendir. Analistin karsiaktarim deneyimini kullanmasinin psikanalizdeki merkezî rolüyle ilgili fikirlerini net ve öz bir biçimde iletir. Karsiaktarimi disarida birakmak veya yorumlamak için degil, düsünmek için bir isaret olarak görür. Thomas OgdenÖnemli olan karsi aktarimin yani sira, aktarimla ve hastanin iç dünyasiyla ilgili psikanalitik olarak düsünebilmektir. Bir hastayla hastaneye yürürken, ya da bir alisveris merkezine giderken ve bilgisayar oyunu oynarken bile kimse bir psikanalist gibi düsünmeme engel olamaz. (...)Bir hastanin ninniler yoluyla hatirladigi ve kaybedilmis bir çocukluktan geri kazandigi, telafi ettigi coskulari ifade etmeye yazili kelimeler yetmez. Uzun ve görünüse göre basarili bir tedaviden sonra, bagimli bir hasta tekrar uyusturucuya basladiginda bir psikanalistin hissettiklerini ifade etmeye de yetmez. Yahut sürekli bir biçimde bir kadinin yüzünü, dudaklarini, kaslarini, yanaklarini ve gözlerini çizen ve bir gün tesadüfen, o dogduktan kisa bir süre sonra ölen annesinin, onu kollarinda tutarken çekilen tek fotografini, tekrar tekrar çizmis oldugu kadinin fotografini bulan bir hastanin hissettiklerini – bir hastanin coskulari ve hiçkiriklari… Bir sayfadaki kelimeler, annesinin içsel bir imgesini korumus oldugunu ve yillar boyunca takintili bir biçimde yüzünün her bir parçasini yüzlerce kez çizmis oldugunu kesfetmesinin bu hasta üzerindeki etkisini ifade etmeye yetmez. Bir saatlik seans içinde deneyimlenenler yasamda yillar alabilirdi. David RosenfeldMadem onlar -kilitli kapinin arkasindakiler- bir baskasi, o zaman igrenç, kötü, saldirgan, deli, pis, kirli olabilirler. Yani bizim giysimizin içinden onlara, bize yakismadigini düsündügümüz, disariya atmak istedigimiz her seyi atabiliriz. Kendi kötü, pis, saldirgan duygularimizi onlarin üstüne yansitabiliriz. Onlar pis, saldirgan, kötü olup her türlü zorlayici tedavileri, her türlü kimliksizlesmeyi, kisiliksizlesmeyi hak eder hale gelir; profesyoneller ise bütün bunlari atacak, depolayacak bir alan bulmus olur. Bu hastalarla bag kurmak zor bir istir. Ancak herkes gibi bu insanlarin da psikotik olmayan taraflarinin da oldugunu hesaba katarak bag kurmaya çalisilmaya devam edilmelidir. Akil hastaneleri olsa da olmasa da, ilaçlar olsa da olmasa da psikanalitik açidan söylenecek en önemli sey psikotik hasta ile iliski kurmanin gerekliliginin kaçinilmaz oldugudur. Ayla Yazici