Psikolojinin Edebilesmesi, 20. yüzyilin ilk çeyreginde bilimsellesen psikolojinin modern bilincin kimyasini arastiran üslubunu edebiyat bilimi açisindan incelemektedir. Özneyi bilinçliligi ve öznelligi içinden kavrayan bu dönem modern bilincin kendisini yeniden tanimlamasi geregini dogurmustur. Bu gerekliligi teshis eden Sigmund Freud bu evreye kadar bilinç tahlillerini üstlenmis olan felsefe ve edebiyattan ayrisip, zamanin pozitivist düsturuyla kendi sinirlarini belirlemek isteyen psikanalitik psikolojiyi mesrulastirmak üzere hayat boyu çalismalar yapmistir. Modern Alman/Avusturya edebiyati içerisinde bu ögretinin en yakininda bulunan kisi Arthur Schnitzler'dir. Freud'un çagdasi olan Schnitzler hem tip doktoru hem de edebiyatçi olarak dönemin psikoloji sahasindaki gelismeleri edebiyata aktararak eserlerinde bunlarin adeta kurgusal bir saglamasini yapmistir. Bunu yaparken de, bilincinde oldugunun bilinciyle düsünen modern insani bir hekim olarak 'anlamaya' çalismak yerine, bir edebiyatçi olarak 'anlatmayi' yeglemistir.