Bir gezginin ruhundan doğan derin bir iç hesaplaşma... Kendi coğrafyasından binlerce kilometre uzakta, Brüksel'den Gand'a, Broj'dan Ostand'a kadar pek çok yerde ayak izlerini bırakan bir adamın düşüncelerine tanık olun. Yollarda, bahçelerde ve binalarda farklı kültürleri, insanları, yaşamları keşfederken, aslında aradığı şeyin dışarıda değil, içeride olduğunu fark eder.
Ruhunu saran bu durgunluk, bir iyileşme döneminin sessizliğidir; dünyanın her yerinde aynı acıları, sevinçleri, heyecanları ve hayal kırıklıklarını gözlemleyen birinin, kendi içsel yolculuğuna çıktığı bir hikayeye şahitlik edin. Bu kitap, bir adamın, dış dünyanın karmaşasında kaybolmuş, ardından yitik ruhunu kendi vatanında yeniden bulma arayışına eşlik ederken, okuyucuya kendi iç yolculuğunu sorgulama fırsatı sunuyor. Dünyada milyonlarca şehir ve kasaba olsa da, gerçek evin ve huzurun nerede olduğunu keşfetme hikayesi... Kendi içindeki sonsuz çölde yürürken, vatanına, kendi benliğine geri dönme arzusuyla yanıp tutuşan bir adamın epik öyküsüne davetlisiniz.