Frankfurt Okulu'nun kurucu üyelerinden ve 20. yüzyil elestirel düsünce dünyasinin köse taslarindan biri olan Herbert Marcuse'nin 1969 yilinda, bütün dünyanin halk ayaklanmalariyla ve toplumsal hareketlerle çalkalandigi sicak günlerde yayimlanan kitabi Özgürlük Üzerine Bir Deneme ele aldigi konulari ve tespitleriyle günümüzde de önemini koruyor. Bu kisa ama çarpici makale, Sol'un teorik ve pratik yeniden insasi ve elestirel düsüncenin dogru mecralarda ilerleyisinin saglanmasi açisindan mutlaka okunmasi ve derinlemesine irdelenip tartisilmasi gereken eserlerin basinda gelir. Ileri endüstri toplumuyla rekabete giren sosyalist blok, bu rekabetin bir sonucu olarak, kendi hedeflerinden saparak rekabet ettigi sistemin degerlerinin egemen oldugu bir sisteme kaymistir. Bu kayma, Marcuse'ye göre, geleneksel özgürlük anlayisini geçersiz kilmistir. Artik, insanlarin gereksinimleri özgürce kendileri tarafindan gelistirilmedigi için, "herkesten yetenegine göre, herkese gereksinimine göre" ilkesinin ise yaramayacagi bir asamadayiz. Öyle ki, kendilerinin özgürce gelistirdikleri gereksinimlere sahip olmadiklari sürece, üretim araçlarinin isçiler tarafindan sahiplenildigi durumda bile, toplum baskici bir toplum olabilir. Dolayisiyla, özgürlügünün olanaklari baska yerlerde aramak gerekir. Marcuse de, Özgürlük Üzerine Bir Deneme kitabinda, bu yeni durum içerisinde özgürlügün yeni olanaklarini aramaktadir.