Oviedolu Katalina Sultan, Cervantes’in günümüze ulaşan, esaret temalı dört tiyatro oyunundan
biridir. Birçok uzmana göre, yazarın şaheseri Don Quijote’den sonraki en önemli eserlerinden sayılan oyun, muhafazakâr çevrelerin düşünce yapısına ters düştüğü için yazarın yaşadığı dönemde sahneye konmamış, ancak 20. yüzyılda temsil olanağı bulmuştur. Cezayir’de Osmanlı İmparatorluğu’nun esiri olmuş Cervantes, Oviedolu Katalina Sultan’da öteki eserlerinde yansıttığından farklı olarak, ilk defa daha müsamahakâr sayılabilecek bir Türk tipi çizmiş ve diğer taraftan “saray komedileri” adı verilen bir türü de başlatmıştır. Oviedolu Katalina Sultan Ertuğrul Önalp’ın İspanyolca aslından çevirisiyle okurla buluşuyor.
“…Her ne istersen tereddüt etmeden yerine getiririm. Dilediğini serbest bırak, dilediğini mahkûm et. Gönlün ne isterse onu yap; aşk, imparatorluğunuzun sınırlarını genişletmiş bulunuyor. Benden imkânsız olan şeyler dile, hepsini yerine getireyim. Ufak isteklerle yetinme aşkım benim; bu günahkâr seni mutlu etmek için göreceksin
ne mucizeler yaratacaktır.”