Genis bir zaman-mekân kesitinde vücut bulan Osmanli felsefesi, genel olarak felsefenin özelde ise Islâm felsefesinin en seçkin tezahürlerinden biridir. Kendinden önceki etkin felsefe geleneklerinin son derece yaratici ve özgün sentezlerini içeren bu felsefe, tevarüs ettigi felsefî imkânlari en üst seviyede gerçeklestiren essiz bir entelektüel birikimi ifade eder. Bununla birlikte bu birikim, çok katmanli karmasik bir yapinin etkisiyle henüz gereken ilgiyi görebilmis degildir.Kronolojik bir sira içerisinde, Osmanli felsefesinin ilk büyük temsilcisi olan Dâvûd-i Kayserî’den bu felsefenin son temsilcilerinden olan Çerkesîzâde Mehmed Tevfik Efendi’ye kadar on bir filozofun, biyografileriyle birlikte tamami Arapça olan bazi felsefî metinlerinin Türkçe çevirilerinin yer aldigi bu çalisma, son derece bâkir kalmis bir alana mütevazi bir katkiyi amaçlamaktadir.Söz konusu felsefe metinleri metafizik, epistemoloji, ahlâk felsefesi, siyaset felsefesi ve mantik/mantik felsefesi gibi çesitli alanlardan seçilmis örnek metinlerdir. Bunlarin bazilari modern dönemlerde kaleme alinmis olsa da her biri muhteva bakimindan klasik Osmanli felsefe gelenegini yansitmaktadir.Alaninda bir ilk olan ve her düzeydeki felsefe ögrencisi yaninda Osmanli felsefesine ilgi duyan arastirmacilarin ve ilim adamlarinin da istifadesine sunulan böyle bir el kitabinin bugüne kadar ihmal edilmis veya yok sayilmis bu muazzam ve essiz birikimle karsilasmaya yönelik bir katki saglamasi umulmaktadir.
Menü
Sepete Ekle
