Bir tastaki yaziyi nasil okursun? Numizmatik meseleleri nasil degerlendirirsin? Bir kâgidi eline aldigin zaman paleografik ve diplomatik yönden nasil bakarsin? Tarihlendirmeyi nasil koyarsin? Bu ilimdir.Bu bakimdan da tarih ilmi, diger sosyal bilimlerin içindedir; hattâ doga bilimleri gibi pekinligi, kesinligi olan bir ilimdir. (…) Fakat tarihçilik bu kadar degildir. Ondan sonra bir spekülasyon safhasi vardir ki, bu sanatçiliktir. Belirgin bir sekilde, abartma ve yalana sapmadan yorumlama meselesidir. Dolayisiyla, bu, tarihçide bir yerden sonra bir sanatçilik vasfi oldugunu gösterir. Johann Gustav Droysen’in dedigi gibi,“Tarih bilim degildir, bilimin de üstünde bir seydir.”Prof. Dr. Ilber Ortayli’nin “Seçme Eserleri”nin dördüncü cildi,tarih ilmini ilk baslangiçlarindan günümüze dek uzanan süreci içinde ele alan makalelerin yani sira, okuyucuyu 18. ve 19. yüzyil Osmanli düsünce dünyasinda keyifli bir gezintiye çikaran yazilariyla da önemli bir boslugu dolduruyor. Ortayli, seyahatnamelerden lâyihalara, Thukydides’ten Ibn-i Haldun’a, Tanzimat edebiyatindan ilk Türkoloji ürünlerine, metinler ve tarihçiler arasinda dolasirken, Akdeniz dünyasi içinde Türkiye, Galata’daki yabanci misyonlarin günlük yasami, Osmanli seçkinleri ve Osmanli devletinde laiklik hareketleri gibi genis bir yelpazede okurlarini zenginlestirmeyi sürdürüyor.