Hüseyin Rahmi Gürpinar, çaginin gündes fikir akimlarina en açik isimlerden biriydi. Benimsesin, benimsemesin, her türlü fikrin tartisilmasi gerektigini düsünerek romanlarinda mümkün oldugunca tarafsiz zeminler yaratti. Türkiye'de 19. yüzyil sonu ve 20. yüzyil basinin fikir atlasi çikarilmak istense, Hüseyin Rahmi Gürpinar romanlari, içinde kolaylikla iz sürülebilecek, vazgeçilmez belgesel kaynaklar olarak degerlendirilebilir.Ölüler Yasiyorlar Mi? yazarin ustalik dönemi verimi. Daha önceki romanlarinda da yer yer gördügümüz korku ögeleriyle bu defa çok daha yogun olarak karsilasiyoruz. Yazar, metafizigi bir "gerçeklik" olarak kabul etmek noktasinda gidis gelislerle romanin son sayfalarina kadar okuyucuya "Acaba?" dedirtmeyi basariyor. O yillarda özellikle Avrupa'da taraftar bulan ruhçulukla dogu kaderciliginin birlesmesi, bu fikirlerden beslenen faydacilik ve hepsine cephe alan akilcilikla roman kahramanlari, kendilerini içinden nasil çikacaklarini bilemedikleri bir 30. yüzyil anaforunda buluyorlar.Ölüler Yasiyorlar Mi?, 1932'de Milliyet gazetesinde tefrika edilmisti. Bugüne kadar orijinal diliyle basilamadi. Bu önemli eseri, ilk defa aslina sadik kalarak, yazarin kitap hakkindaki degerlendirmesi ve açiklayici dipnotlarla zenginlestirerek yayimliyoruz