Bir bebek, annesinin babasının yarın işe gideceğini, onların da iyi bir uyku
çekmesi gerektiğini düşünmez.
O an ağlar ve isteğinin yapılmasını bekler.
Bir nevrotikde aynısını yapar.
Tek fark; bebeğin, anne babasının bu ihtiyaçlarını bilmemesi, nevrotik kişinin ise bu ihtiyacın sadece kendisine özgü olduğunu zannetmesi, başkalarının ihtiyaçlarını göz ardı etmekte bir sakınca görmemesi ya da sadece bunu değerlendirebilecek zihin açıklığına sahip olmamasıdır.
Nevrotik kişi, çok yalnızsa “Ben yalnızım, gel bir çay içelim.” diyerek birilerini
aramaz; o birilerinin gelip yalnızlığını dindirmesini bekler.
Nevrotik kişi, çok dostane bir ruh halinden düşmanlığa çok çabuk sürüklenir.
Nevroza müptela olmuş kişi; bitirdiği işe dönüp bir kez daha bakamaz. Çok fazla
hata bulur, kaldırır atar.
Hayat onlar için ya “hep”’tir ya da “hiç”