Sevginin fitratidir. Sevilen kiymetinin bilinmesini ister. Seven ise sevdigini layiginca taniyabilme derdindedir.Peki, bahse konu sevgili “Âlemlerin En Sevgilisi” (sav) olunca?..Onu (sav) layiginca tanima arzumuz bir top ates olup gönlümüzü yakmaya baslarsa Sevgiliye (sav) dair her sey, ilgi-mesgale listemizin tepesine yerlesir. Gayri isil isil parlayan günes, gecede beliren dolunay veya güzellige konu herhangi bir obje evvelce hiç olmadiginca Ondan (sav) isaretler sunmaya baslar. Dertli sakiyan bülbül de Onun (sav) habercisi olur. Avazinca aglayip annesini çagiran bebeler de bu hasretin muhbirleri haline gelirler. “Güle güle!..” denilerek ugurlanmak bile Güllerin Efendisini (sav) hatirlativerir bir anda. ‘Gül’ ile tartar, ‘Gül’ ile nefesleniriz ve “Güle güle!..” denilen her yerde biliriz ki; ‘Gül’den gelir, ‘Gül’e gideriz.Böylesi bir âsik yillardir sahip olageldigi “Ben” kimliginden siyrilip “Biz” aidiyetine geçmenin derdine düserse…Bu kez Kerîm Kitap sayesinde yenilenmis bir suurla “Biz” olani arar. Bulunca tanir, tanidikça âsik olur ve ayniyla kendi de sevilir. Rahmet demlerinden bir demde nimete er(diril)erse “Biz” ile “Bir” olur.Evet, ask tenhalastirir insani,Çoklar az olur zamanla ve geriye iki kalir,Tâ ki, seven Sevgilide (sav) eriyene degin…Yüz binlerce okurla bulusan KerbelaÜçlemesi’nin yazari Ahmet Turgut’tanMuhammedî Suur ve Ahlâk üzerine 40 özel deneme…