Uzun süren "Osmanli Barisi"nin ardindan, uluslararasi emperyalizmin açik hedefi olan Ortadogu, modern dünya politikasinin da merkezlerinden biri haline gelir. Birinci dünya savasi sonrasi Osmanli Devleti'nin bölgeden çekilmesi ve batili güçlerin isgaliyle, bölgenin stratejik geçis yollari üzerinde olmasi kadar, petrolün uluslararasi sermayeye açilmasi bölgede son derece sert bir rekabet ve siyaset ortaminin dogmasina yol açar. Savas sonrasi Ortadogusunun siyasi cografyasinin yapay olarak degistirilmesi ve bu degismeye yapay bir Israil Devleti'nin eklenmesi, Araplar nezdinde derin bir hayal kirikligi yarattigi kadar, Arap milliyetçiligini daha keskin bir milliyetçilik ve anti emperyalist anlayisin gelismesine sebep olur. Bu anlayis, yapay Ortadogunun kurulmasindan günümüz kriz Ortadogusunun hangi güç odaklari tarafindan, hangi amaçlarla olusturuldugunun en genis tahlilini ele almakla bu tarihi süreci gözler önüne sermektedir.